teybe grup 84'ün kasetini koyup 'ölürüm hasretinle' adlı şarkısında 'kaderimde buda mı vardı, sevdiğimi başkalarıyla göreceksem eğer kör olsun bu gözler...görmeyeyim bir daha...' sözleriyle eşlik edilenisi anlardır.
insanın içine bir öküz oturur ki sormayın.*
"Doğruluğun şaşmaz eli sürüyor önümüze içine zehir döktüğümüz kupayı" diye bir söz vardır macbethde... Bu duruma uyarlayacak olursak;
sevdiğin halde seni terkederek seni ateşlere atan ve bunu hiçe sayarak bir başkası ile ile siyah tabloya karakalem aşk çizen insan kırıntılarına doğruluğun şaşmaz eli öyle bir dokunacak ki akıttığın gozyaşlarının hesabı onun o beşpara etmez hayatında yakasına yapışacak. anlık mutluluklara dalıp aslında hayatında senin gözyaşlarının lanetini taşıyarak içten ice huzursuzluğa gömülecek...
Sen de buna inan insanların hayatları silgisiz çizdikleri tablolardır. Resmin bir tarafini mahveden o tarafta o yanlışın izlerini taşımak zorundadır.
şimdi başlığa böyle damardan girince dayanılmazmış gibi geliyor ama esasında öyle değil. o kadar kötü değil. "o nasıl bunu yapar?" diye düşünmek kendi çaresizliğinin ufak bir esintisi sadece. gör, kendine acı ve koşarak uzaklaş azizim. ardından gözyaşı dökmeler, ah vah etmeler gereksiz.
ne anlamda sevdiğinize ve ne şekilde o kollarda gördüğünüze göre ucu aslında baya bi açık olan ama herkesin tek bir olguya bağlı kalarak kendi düşüncesini belli ettiği tuzak durumlardan / sorulardan biridir. hatta belki de başlığı açanın bile böyle bir durumdan haberi yoktu o da yorum yapanlarla aynı düşünceyi payşalıyordu.
Sokakta elele yürürken görürsünüz, üzüntü, acı gibi şeyler hissetmezsiniz. Buz gibi bir soğuk içinizde eser, başınızı çevirmek yerine alayla ikisine bakarsınız. O sizin bakışınıza dayanamaz ve başını önüne eğer. O an kendinizi çok özgür ve mutlu hissedersiniz, size layık olamamış , kendi ayarında birini bulmuştur.