Dükkanın temizlik işlerini bitirmiş, yan tarafımdaki komşu çorbacıdan söylemesi ayıp kelle paça içtimiş, 2 kilometrelik ev yolunu yürümeye koyulmuştum. Hava yumuşak, yağmur çiselemeye başladı. Kapşonlu montumun şapkasını başıma geçirdim. iki elim iki cebimde;"şu güzel hava da, sicim gibi yağmurda yağsa havamı bozmadan aynen bu şekil yürüyeceğim" dedim kendi kendime. baktım yağmur fena geliyor. ilk olarak aklıma taksi çağırmak geldi.
Ama Usul usul ıslık çalarak devam ediyorum yoluma... derken aklıma çocukluk arkadaşım ali geldi. aynı toprakların iki arkadaşı.. dedim ki kendi kendime "lan keşke ali şuradan geçse de beni alıp eve bıraksa, hatta beraber kalsak bekar evinde" eajşden çok yapardık bunu.
Neyse bunu düşünğrken yanımdan gri renkli afili bir audi geçti. Arabalar pek dikkatimi çekmez ama o araba çekti. Ulan dedim kimin arabası acaba?
Valla aynen böyle geçti aklımdan. 30 sanşye sonra dönmüş karşı taraftan işaret ediyor. Ben de diyorum bu g.tlek acaba yağmurda ıslanmayayım diye kibarlık mı etmeye çalışıyor? Gözlüğümü son zamanlarda takmadığım için uzağı seçemedim. Yanına gidince baktım ki bizim ali. Lan dedim "bu saatte sen ne bok yiyon buralarda".
Arabaya bindim beni eve bırakacak. Ama sonra, ali yanımdan geçerken aklımdan geçenler aklıma geldi. Şaştım kala kaldım. Öyle bir şok yaşadım ki, aklımdan geçerken, halbuki yanımdan geçen kişi oymuş. Halbuki arabasını da biliyorum ama o an hiç dikkat etmedim bile. O da şaşırdı. Az çok muhabbet ettik. Beni eve bıraktı.
Tam inecekken dedim ki, "lan ne güzel ıslana ıslana, sallana sallana gelecektim. Yürüme keyfimin içine ettin" güldü. Ben de güldüm, sonra teşekkür ettim. Ayrıldık.
Ali temiz, tertemiz bir adam. Onun ağzından tek bir küfür, tek bir iftira, tek bir gıybet, tek bir hakaret, tek bir ahlaksız söz duymadım. Hayatta hep ölçülü olmayı ilke edinmiş, Kendi halinde, kendi kavgasında bir adam. Velhasıl, benim arkadaşım ali iyi adamdır, iyi de dosttur.