sonuna kadar desteklediğim kampanyadır.*
şimdi efenim, burası sözlüktür malumunuz. ama bu demek değildir ki yazarların subjektif düşüncelerini aktaramayacağı bir ortamdır. evet, gayet GÜZEL bir şekilde de anlatabilir, paylaşabilir. ama bunun tek bir şartı vardır ki o da okuyucuya bir şeyler katmasıdır. hemen örnek verelim;
başlık;
ankara genelevi
12. dün akşam üstü gittiğim yer.
şimdi efenim, allah yardımcın olsun da "bize ne" di mi? yani senin oraya gitmenin okuyucuya "o an gidecek daha iyi bir yerinin olmaması" bilgisinin dışında kattığı(!) başka hiçbir şey yoktur.
ama;
14. 23 nuMARALI ODADAKi okşan ismindeki hatunla MUTLU BiR 15 DAKiKA GEÇiRDiĞiM YERDiR.*
GAYET DE BiLGi iÇEREN, FORMATA UYGUN BiR ENTRYDiR. YANi YARIN ÖBÜR GÜN GiTMEK iSTEYEN BiRiNiN AKLINDA "23 NUMARALI ODA, OKŞAN" iSMi KALACAKTIR VE iŞiNE YARAMA OLASILIĞI DA YÜKSEKTiR.
AMA BU 2. ENTRY DIŞINDAKi "EN SEVDiĞiM MEYVE", "ISSIZ BiR ADAYA DÜŞSEM YANIMA ALACAĞIM YEGANE VARLIK", "HER GECE SARILIP UYUDUĞUM ALET" GiBi, OKUYUCUYA "BiZE NE LAN" TEPKiSi VERDiRTECEK TANIMLAMALARIN(!) YASAKLANMASINI SONUNA KADAR DESTEKLiYORUM.
sozlugu sozluk yapacak istek. hatta gammaz ile moderator arası oluşturulacak aklı başında 10 kişilik bir birimin bu tür entryleri daha sonra moderasyonun kontrol etmesi şartıyla direkt silmesi ile daha bir anlam kazanacak iyileştirme çabası.
sözlük entry sayısının bir anda düşmesiyle sonuçlanacak kampanyadır. tanımımı yaparım, yorumumu katarım...
öznelsellik anlayışının ne şekilde itibar bulduğu ile anlam kazanacak istekler bütünü, hani ben sevsem de meyveyi bana izdüşümleri çekirdek yapısıyla şekillenir. çekirdek yapısını anlatamayacaksam zaten sözlükte işim nedir? yazar mıyımdır? tartışma konusu...
edit: demem şudur ki; yazamıyorsan en güzeli yazmamaktır, kendini hırpalamanın alemi yoktur. meyveyi seversin ama millet ıslak ıslak aldığın ısırıkların anlatımını bekler, kokusuyla tadının dansını bekler.. bunu da anlatamıyorsan zaten boşuna kıvranmanın alemi yoktur...
evrim geçirmesi için sabırsızlıkla beklenen sol framein iç yapısında da değişiklik yapması kaçınılmaz kampanyadır desteklenmesi sözlük menfaatine olduğu kadar yeni kanunlar gereği yazarın da menfaatinedir.
herkesçe destek verilmesi gereken kampanyadır. bu hataya zaman zaman hepimiz düşmekteyiz. netice itibari ile olan zavallı, savunmasız sözlüğe oluyor, sözlük sözlüklükten çıkarak bir hatırata, bir anı defterine dönüşüyor. yazar şayet dostlarına bir mesaj vermeye çalışıyorsa bunu özelden mesaj atma yoluyla yapmalı. entryler tanım içermeli. yoksa kime sorsanız
kesinlikle katıldığım kampanyadır; şeklinde bir başlangıç yaparak kampanyanın özüne ve ruhuna karşı gelme durumuna girmeyeceğim o sebepten anlatacaklarımın sonunda "katılacağım" ben bu kampanyaya.
efendim, hepimizin ayrı ayrı yaşamları, gelecekleri, fikirleri, hayalleri var. ama en önemlisi hepimizin ayrı ayrı geçmişleri var. nedir geçmişin önemi; geçmiş bizi biz yapan, bizi şekillendiren, söylemek istediklerimizin alfabesidir. hepimizin geçmişi anılar ile doludur ve hepimiz düşüncelerimizi aslında bu anılardan, yaşadıklarımızdan çıkarırız. sözlük ise sadece bir bilgi paylaşım platformu değil aynı zamanda düşünce, fikir, bakış açısı paylaşım platformudur. bu sebeple kişiler bu paylaşımda bulunurken mutlaka ama mutlaka kendi geçmişlerinden yola çıkacaklardır. kah bunu örneklemeden doğrudan fikri sunabilirler, kah bunu yaşadıkları bir olay, bir durum, bir kişi vasıtasıyla örnekleyebilirler. bu bağlamda insanların anılarına, yaşadıklarına da yer vermelidir sözlük. burada verilecek bilginin, fikrin, yaşanmışlığın karşı tarafa birşey katıp katmadığı, gerekli olup olmadığı ise tamamen subjektif bir konudur.
peki burada çizgiyi nasıl çekeceğiz. tamamen subjektif olan bir konuda nasıl bir ayrım yapmamız gerekiyor. tamam; "geçen gün gittiğim yer, dün akşam içtiğim içecek, dün yolda gördüğüm adam" şeklindeki entryler çok barizdir ama hepsi bu kadar uçta olmayıp yine de formata aykırı olabiliyor. o zaman burada gammaz ve moderatörlere çok iş düşüyor. en uötaki örnekler zaten göze hemen çarpıyor, her ne kadar yazmayın desek de yazılıyor. aylardır anket doldurmayın açmayın dendiği halde, açanlara ayarlar gırla gittiği halde halen sol tarafta anketler dizboyu. o zaman buradan şu anlaşılıyor; yazma etme kardeşim denildiği vakit kimse sallamıyor. ne olacak, gammazlar gammazlayacak, moderatörler gördüğü an silecek. 3 sil, 5 sil bak bakalım o yazar sonra yazıyor mu. belli bir kural, sınır veya betimleme konulamıyor maalesef "en sevdiğim meyvedir" kalıbına aslında (çok uç örnekler hariç, aslında çok fazla sayıda var kaldırılması gereken kısım bu çerçeveye giren)
uzun lafın kısası, yazan yazarlardan çok gammaz ve moderatörlere işin düştüğü kampanyadır. zira yazara yazma dediğin halde hala; küfürü de yazıyor, anketi de yapıyor, laf da atıyor, en sevdiğim meyvedir de diyor. gammazlayalım, modlarımız da silsin. ancak bu şekilde alıştırabiliriz dediğim ve kesinlikle katıldığım kampanyadır.