Benim bu. Edebiyatla, şiirle hiç ilgilenmem. Şiir okurken canım sıkılır. Bi nazım hikmetin şiirleri hoşuma gider bir de orhan velinin, başka da şair bilmem zaten ismiyle.
eğer sadece birkaç nazım hikmet şiiri bilip de seviyorsa nazım hikmet'i, nazım hikmet'in yaşadığı hayatı, çektiği sıkıntıları ve vatan özleminden bihaberse, bu sevgisi olmaz olsun insanı.
yedi tepeli şehrinde gonca gülünü bırakan insandır.
ayrıca: volkan konak tan nefret etme potansiyeli yüksek insandır. abicim ne diye sıçıyorsun şiirlerin içine? söyle şarkını in aşağı işte!
diğer şairlerin dünyadan başka bir yerde yaşadığını varsayarsak normal olan durumdur.* sevgisi kendine kalsındır.
efendim geçenlerde bir arkadaşıma sordum nazım mı, necip fazıl mı diye. düşünmeden nazım dedi. bir şiirini okumasını istediğimde ses soluk yok. yüz ifadesini görmeliydiniz. diyeceğim şu ki hiçbir ideolojinin orospusu olmayın.
şairlerin sadece yazdığını değil hayat görüşünü felsefesinide seven insandır. eğer sadece yazdığını sevseydi kumar borçları yüzünden başbakandan para dilenen necip fazılı severdi.
murat bardakçıdan necip fazıl
insanı kendi yaşamadığı bir olay için bile duygulandırabilen,aşka aşık eden adamı seven insandır.
Ek:
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
Bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
sevmek için onca sebep varken, dünyanın en tuhaf mahluklarına sosyal mesajı vermiştir vakti zamanında...
...
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeye de dilim varmıyor ama
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
büyük ihtimal edebiyattan, sanattan ve estetikten anlamayan insandır.
nazım gibi siyasi kimliği ile var olmuş birini yüceltmek için sanatsal kaygıyı çöpe atmanız gerekmektedir. zaten bir çokları bunu yapıyor.