egoist kendini beğenmiş asla alttan almayan her türlü haklı çıkan sevgisini gösteremeyen insanlardan hep nefret etmişimdir. tamda böyle bir herife nasıl aşık oldum bilmiyorum.
Uzun geceler, gelmeyen uyku, gerçekleşmesi mümkün olmayan hayaller kurma, depresif haller ve ağlama seansları devamında kafayı çekme ile bir süre unutulabilir bir insanlık hali.
zaten içinde olan bir külü alevlendirmek, onun da uğraşları sonunda yeniden beyninde ona ait bir köşe olduğunu fark etmektir. psikoloğa gidip yardım alma, ona alışma ve ileri süreçlere bakma durumudur. yeniden mala dönmektir. umarım bu defa karma iyi şeyler hazırlamıştır bana diye düşünmektir.
aslında pek de büyük bir problem değildir. biz en müsait ideal kişiye aşık olduk da noldu. aga tanrı bir kul başka bir kulu kendisinden çok sevmeye kalkışınca onu madara ediyor benden söylemesi.
acı çekmeyi ihtiyaç haline getirmiş insanların olağan durumudur. önce öğretmene aşık olma ile başlar, evli insanlarla birlikte olmya kadar uzanan bir duruma yol açar. şu 'zor olanı sevme' geleneğini üzerimizden atamıyoruz. dünyadaki herkes bu kadar 'imkansız'a aşık olabilir mi sizce? hepsi aşk mıdır? ey efendiler 'tutku' kavramını araştıralım. ki bir çok vakayı takıntı olarak nitelendirmemiz mümkünken kimse aşktan bahsetmesin. yemişim ulan imkansızını.. denedin mi başka insanları?
'elimde değil ama' diye çemkirenleri görmekteyim.. insanın yoldan geçen bir adamla bile birşeyler paylaşıp onu kendine yakın tutması vazgeçmemesine, alışmasına neden olur.
bokvar bok, imkansızda..