insanı sinirlendiren, bazen mutsuz eden, bazense gerçekten üzen anlardır.
- deli gibi uykusu varken düşünmekten uykunun kaçması ya da uyurken belli belirsiz düşünmeye devam edilmesi
- konuşurken dinlenmemesi, dinlerken de çok alakasız şeylerden konuşulması
- soru sorulduğunda cevabı dışında başka şeylerden bahsedilmesi
- siz bir şeyi ciddiye alırken karşıdakinin gayet rahat veya lakayt olması
- her ne olursa olsun, saygısızca ya da bencilce davranılması
- bir insanın kaldırabileceği veya dert ettiği şeylerin o insana göre değil de kıyaslamalarla ya da gerekliliklerle genellemelere uğraması, her nabzın aynı şerbeti kaldıracağının düşünülmesi
- söz verip verilen sözün tutulmaması/tutulamamasına tanık olmak
- otobüste psikopatın tekiyle yan yana oturmak. arkaya oturan kişinin ağzını kapamadan öksürmesi/hapşurması. Basit bir şehir içi yolculukta bile zorunda olmadıkça konuşmayı sevmeyen biri olarak, en çenesiz tanıdıkla karşılaşılması- kulaklığı çıkarıp ille de konuşacak olmanın baskısı
- birine zaten görevi olan şeylerin tekrar tekrar anlatılması. Buna rağmen bazı insanların görevlerini yapmadığını görüp bizzat tekrar tekrar anlatmak zorunda kalınması
- arkadaş ortamında erkeklerin henüz duyulmamış cinslikte garip ama terbiyesiz ve hatsizce küfretmesi, cıvıması... (buna kızların cıvık olduğu anlar da dahil)
- yaz aylarında sabahın köründe karşı komşunun bas'ı bol pop müziğiyle uyanılması. Gecenin bir saati üst komşunun evin içinde hayvanca yürümesi ya da eşya itip çekmesi...
koşa koşa klozete oturursun,ürkek bir güvercin gibi, hava soğuktur ve ilk parça düştüğünde sıçrar poponuzun iki löpünden birine su, heh onu yaşayacağıma atın beni denizlere.
ateride çeşitli oyunlarda çıkan bonus canlar, puanlar vb. şeylerin hep abi tarafından alınması ve küçük kardeşe bırakılmaması durumunda küçük kardeşin abisine beslediği yoğun duygu bütünleşmesidir.
yalnız ortamda burun karıştırırken birden birinin gelmesiyle bi anda burnu iki parmak arasına silip acaba burnumda sümük parçası kaldımı tereddütünde kalmak.