Ortama giren bi tanıdığa selamlaşmak için elini uzatmak, ve onun seni selamlasacak kadar orda olmadığını düşündüğünden arkasını dönmesi ve bunu görmemesi.
Benim için en önemli şey tanıdığın kisiyle karşı karşıya iken selamlasmaktir. Tokalasmaya bile gerek yok,görünce selam vermek gülümsemek vs. Bu bi samimiyet gösterisi degil bana göre,bu onun varlığını kabul etmek,onu görmek,saygı gostermektir.
insanı sinirlendiren, bazen mutsuz eden, bazense gerçekten üzen anlardır.
- deli gibi uykusu varken düşünmekten uykunun kaçması ya da uyurken belli belirsiz düşünmeye devam edilmesi
- konuşurken dinlenmemesi, dinlerken de çok alakasız şeylerden konuşulması
- soru sorulduğunda cevabı dışında başka şeylerden bahsedilmesi
- siz bir şeyi ciddiye alırken karşıdakinin gayet rahat veya lakayt olması
- her ne olursa olsun, saygısızca ya da bencilce davranılması
- bir insanın kaldırabileceği veya dert ettiği şeylerin o insana göre değil de kıyaslamalarla ya da gerekliliklerle genellemelere uğraması, her nabzın aynı şerbeti kaldıracağının düşünülmesi
- söz verip verilen sözün tutulmaması/tutulamamasına tanık olmak
- otobüste psikopatın tekiyle yan yana oturmak. arkaya oturan kişinin ağzını kapamadan öksürmesi/hapşurması. Basit bir şehir içi yolculukta bile zorunda olmadıkça konuşmayı sevmeyen biri olarak, en çenesiz tanıdıkla karşılaşılması- kulaklığı çıkarıp ille de konuşacak olmanın baskısı
- birine zaten görevi olan şeylerin tekrar tekrar anlatılması. Buna rağmen bazı insanların görevlerini yapmadığını görüp bizzat tekrar tekrar anlatmak zorunda kalınması
- arkadaş ortamında erkeklerin henüz duyulmamış cinslikte garip ama terbiyesiz ve hatsizce küfretmesi, cıvıması... (buna kızların cıvık olduğu anlar da dahil)
- yaz aylarında sabahın köründe karşı komşunun bas'ı bol pop müziğiyle uyanılması. Gecenin bir saati üst komşunun evin içinde hayvanca yürümesi ya da eşya itip çekmesi...