intihar denilen olaya gönülden kararını vermiş kişinin sergileyeceği davranıştır.
çünkü hayattan zevk alamıyorsa malum şahıs, ve intihara karar vermişse, bu kararı gerçekleştirmek için seçtiği yöntem dahilinde ölüme doğru adım adım ilerliyorsa o an onun için en mutlu andır.
doğum günü o gün. hava kurşun gibi ağır. 3 haziran ama 63 değil. laleli'de bitik bir otel. yanında tenine yabancı bir ten. odada keskin alkol kokusu. dudaklarında hece kırıntıları. televizyon açık, güneydoğu'da şehit düşmüş yaşıtların.
ancak meşe odunu kıvamında bir insanın aklından geçebilecek gereksiz düşünce. madem mutlusun yaşa işte adam gibi, s.k mi var intihar ediyosun. ne olacak sen mutluyken intihar ettiğinde? farklı yaşadı farklı öldü, adam ölürken bile fark yarattı aferim sığıra mı diyecekler zannediyosun? farklı mı olacağını düşünüyosun?
intihar ettikten sonra da "abi pişmanım, yedik bi b.k ama düşündüğüm gibi değilmiş" deyip bana gelmeyin. bak şimdiden uyardım ben.
taraftari oldugunuz kulubun sampiyon olmasi ya da cok onemli bir mac kazanmasi durumunda, kafaniza, gozunuze bir mermi yiyeceginizi bilerek rus ruleti tarzinda kutlamalara katilmak olabilir.
yüzeyel bakıldığında mallık gibi görünen, derinlemesine dalındığında 'sen beni kovamazsın lan, ben istifa ediyorum!' tadında hayatla alay eden, daha da derinlemesine bakıldığındaysa hem psikolojisi bozukluğun, hem de cehaletin göstergesidir. zira kişi vakt-i zamanında 'çok mutlu' olduğunu sanırken, bir başka zaman o önceki ana göre daha da mutlu hissedebilir kendisini. dolayısıyla 'en mutlu an'ı doğru bilip intihar etmek imkansıza yakınlıkta zorluk arzeder.
bu kadar karmaşaya gerek duymadan yüzeyel/derinlemesine/daha da derinlemesine bakmamalı, yani kişiyi özgür iradesiyle baş başa bırakmalıdır. **