konu işleniş tekniği biraz sıkıcı bulunabilirse de; bütünüyle değerlendirildiğinde gayet başarılı, "olmuş" dediğim filmdir. yalnızca, max'ın, rancele yazdığı mektubu dinlemek için bile izlenmeye değer:
"ismin aklımdan silinmedi;
ama yüzün silindi,
deforme olarak, tanınmaz hale geldi.
belki bu da iskencenin bir parçasıdır,
artık ayırt edemiyorum.
sana bu mektubu verir mi bilmem
dostum olup olmadığını, yalan söyleyip söylemediğini de bilmem.
sana sarılmak isterdim ama ölüyorum.
çok kereler o treni gördüm.
içinde seni bekleyenleri gördüm.
ama sen fark edemiyorsun.
fark edip zamanında kaçtığın da oluyor.
yoksa yerini söyleyeyim diye bunu onlar mı uyduruyor?
o trene binmene engel olmalıydım;
seni ölüme götürecekti
ama bazen zaten ölmüş oluyorsun,
benim gibi.
bazen benimle konuşup bana gülüyorsun,
asla söylemeyeceğin şeyler söylüyorsun
beni sevdiğini söylüyorsun
ben dezamana hükmediyoruz.
dudakların çıplak bedenimde geziniyor.
sonra oğullarım bizi çıplak hâlde birbirimize sarılmışken görüyor.
ama onlar artık benim oğullarım değil.
onun oğulları.
onları tanımıyorum.
artık tanıyamıyorum.
hatırlıyor musun?
özgürlük demek
seninle o trende yolculuk etmek demek.
seni bulurlarsa öldürecekler
ve şehir kimsenin dışarı çıkmasına izin vermeksizin
büyümeye devam edecek.
dışarıya açılan patikayı çocuklarıma bir tek sen öğretebilirsin.
öğret.
öğret ki beni affettiğini bileyim."