daha önce de yazıldığı gibi hep ekmek almaya yollanmaktır. aileyle bayramlaşma esnasında 3 kardeş arasında hep en öne sürülmektir. abinin ve ablanın yaptığı küçük hatalarda suçun hep senin üstüne kalmasıdır. ama muhteşemdir. evin en küçüğüysen hep naz yapabilirsin. üstelik ailen ablan ve abini büyütürken yaptıkları hataları sende telafi eder, el bebek gül bebek büyürsün. senden 9 yaş büyük abin ve 10 yaş büyük ablan hep yanındadır, bilirsin. kocaman insan da olsan hala seni severler ve koruyup kollarlar. bi daha olsa bi daha en küçük kardeş olmak isterim.
yörüklerin bir sözü vardır : evin küçüğü olacağına dağın domuzu ol diye*.
evin küçüğü iseniz sürekli el altındasınızdır. evde garson, komi, kapıcı, getir götür, stres topu işi yaparsınız ama eğer sizden büyük kardeşleriniz özellikle erkekse asla sırtınız yere gelmez. sürekli yanınızda olurlar. sizin başarılarınıza kendi çoğunun başarısı gibi sevinirler, ilgilenirler ; sizin sorunlarınıza kendi sorunlarıymış gibi alaka gösterirler. bir de ne onların gözünde ne de anne baba gözünde asla büyümezsiniz.
kulağa çok iyi gelir. hep son kardeş olmak istemişimdir benim de bir abimin ve ablamın olmasını. hep imrenmişimdir son kardeşlere. aslında çok da kötü bir durum değildir en büyük de olmak ama.
en ballı kardeş olmaktır. Ne büyük gibi denek olarak kullanılırsın, nede ortanca gibi tost olursun. Hele birde kız, En küçük ve tek kız evlatsan şımartılma manyağı olursun. *
evde bakkala, markete gitme,su getir-götür, bulaşık makinesini yerleştirmek gibi döküntü işlerin yapıldığı konumdur. belki bayramlarda 10-20 lira daha fazla harçlık almak gibi bir işe yarar o da belki.
günde üç öğün eve ekmek almak için bakkal yolunda ömrünü çürüten kardeştir. 'bugün de ekmeği ablam alsın.' demeye hakkı yoktur. bu hakkı kendisinde görse ve o cümleyi dile getirmiş olsa alacağı tek cevap 'sen evin küçüğüsün.'dür.