nazik ve kibarsınızdır, güzel sözlere ve latifelere ihtiyaç duyarsınız.
insanları gerçekten anlayabiliyor, empati kurabiliyorsunuzdur; istersiniz ki onlar da sizi anlayabilsin.
okumayı, öğrenmeyi ve anlatmayı seviyorsunuzdur. onlar bir şeyler öğretmese bile "bu ne saçma şey be" diyerek bakmasınlar istersiniz.
keman ve piyano sesi duymak, belki de çalmak istersiniz. ya da eşiniz olacak kişi her kimse elleri piyano üzerinde kayarken onu seyretmek istersiniz ancak doğduğunuz coğrafya buna izin vermiyordur.
şakalarınızda önceliğiniz yalnızca güldürmektir, insanlar gülsün istersiniz. bu insan ne diyor ya terbiyesiz midir nedir sualiyle karşılaşırsınız.
her gördüğünüze bir daha asla karşılaşamayacakmış gibi sevdiğinizi söylemek istersiniz, o zaman da ayıplarlar.
ananın amına koyayım demenin, seni seviyorum demekten daha normal karşılandığı bir topluluğa zorunlu olarak ait kılınmışsınızdır.
körlere resim çizmenin, sağırlara şarkı söylemenin bir manası olmadığını görüp vazgeçmişsinizdir uyum sağlamaktan. ancak bu defa da olmamaktadır. zira insan sosyal bir varlıktır.
bu sıkışıklık ve kalp ağrısı nasıl geçecek bilmiyorum.
gören de beni sert, radikal, tamamen logical bir adam sanır. ancak edebiyat seven ılık bir ibne olduğumu kimse bilmez.
neyse, sizi seviyorum arkadaşlar.
her an hepimiz ölebiliriz. son duyduğumuz şey hiç tanımadığımız bir insandan bile olsa sevildiğimiz olsun.