Güne çok güzel başlamıştım, hatta öncesinde kutlamalar yapıldı. arkadaşım gece yarısı pasta ile kapıya gelmişti. Belki de son on beş yılın ilk pastasıydı.
Her sabah olduğu gibi rutin eylemleri gercekleştirdikten sonra sağa sola gittim, işlerimi hallettim, yemek yedikten sonra eve gittim ve akşam için hazırlandım. Arkadaşımla her dışarı çıktığımızda uğradığımız yere gittik. Bi’şeyler içtikten sonra evlere dağıldık, sabaha karşı 02:00 gibiydi, uyumadan önce saate baktığımda 04:00 sularıydı.
Saat 05:00’da salondan bir ses duyar gibi oldum; polisi arama saati 05:08 idi, ordan tahmin ediyorum. En az yarım saat olarak yaşadığım olay sadece sekiz dakika sürmüş, belki daha da az.
ilk beş on saniye rüya mı ? Gerçek mi ? algılayamadım. içim rahat etsin diye kalktım ve salona baktım ama salon olması gerektiği gibiydi, hiç değişiklik yoktu. Kafamı sola çevirmemle aklım çıktı ! Cama taktığım klima sökülmüş, yere çalışır bir şekilde dışarı tarafa bırakılmış. Cam boylu boyuna açılmış, dışarısını görüyordum. ilk hamleyi kapıya yaptım çünkü dış tarafa sensörlü lamba takmıştım. Biri geçtiğinde yanıyordu. Kontrol ettim delikten, lambanın yandığını gördüm. Hemen geri cama koştum, kafamı biraz çıkardım ve arabamı çalışır vaziyette uzun farlarının yandığını görmemle gözlerimde şimşeklerin çakması bir oldu. Yataktan çıktığım için üstümde sadece iç çamaşırım vardı ama o anlık sinir ile birden arabaya fırladım.
1.70 boylarında, kollarında mavi çizgileri bulunan gri bir ceket giymiş. Olmayan kafasında siyah bir beyzbol şapkası vardı. Beni gördüğünde köşeye sıkışmış kedi gibi kapı kilitleme tuşunu aramaya başladı ( korku filmlerinde elinde testereyle araba önünde beliren kötü adam vardır ya, aynı o kötü adam gibiydim. bir testerem eksikti ). Sağ elimle kapıya hamle yaptım ama geç kalmıştım. Sol elimle de camı yumrukluyordum. En az sekiz dokuz yumruk atmışımdır. Arabayı ileri geri yapa yapa benden kurtuldu. Arabam gözümün önünde çük kadar boyu olan bir ispanyol tarafından çalınmıştı.
Akabinde polisleri aradım, parmak izi vesaire bayağı zaman geçti. Polisler işini bitirdiğinde saat 07:00-7:30 arasıydı.
Herkes gittikten sonra girdim bir eve kontrol ettim. Dolapta üstünü kurumasın diye kapttığım eti kurcalamış, cüzdana dokunmamış bile. Kafası güzeldi diye düşünüyorum. Normal kafayla yapılacak bir hırsızlık değildi çünkü. Mantık dışı hareket etmiş salak !
Polisler öğleden sonra aradı. Arama kaydına baktığımda 13:47 idi. 3.4 mile uzağa sürmüş, bir evin önüne park etmiş. Anahtarları da evin bahçesine fırlatmış. Evin Sahibi de polisi arayıp bildirmiş. Arabanın yanına gittiğimde bir problem yoktu. Bıraktığım gibi aldım arabamı geri.
O günün şokunu yaşayamadım bile... hatıra olarak sol elimde kıpırdatamadığım üç parmak ve çıplak ayakla betonda koşmamdan dolayı topuğuma basamadığım bir hafta geçirdim.
Bitti mi ? Bitmedi tabii !!!
Ertesi gün kalktığımda ne göreyim !? Arabaya azami 7-8 yumurta atılmış. Ne bu garibin çektiği der gibisiniz... duyuyorum.
Uzun lafın kısası diyeceğim ama pek kısa olmadı. Böyle bir doğum günü hediyesi aldım karma tarafından. Daha kötüsü olmaz umarım.
2019da vukuu bulmuş olan doğum günüm. Bir gece öncesinden doğumgünümde olan 2 sınav için ders çalışacakken elektrikler kesilmiştir. Ertesi gün yani Doğum günüm olduğunda da 2 sınava girip ıkisinin de kötü geçmesiyle şanssızlık devam etmiştir. Doğumgününden de 10 gün kadar önce sevgilimden ayrılmış olmamın verdiği yalnızlık ve öfke hissiyle de günü kapattık.
