en kotusunu dusun isler iyi giderse sevindirik ol

entry5 galeri0
    1.
  1. efendim vakt-i zmanında bundan seneler evvel demek isterdim ama sanki mesrutiyet dönemin kalma kişiler gibi entrye baslamak istemedim. sanki sene 1947 taksim meydaninda kumbara biçimli bir saat var, park otel daha yıkılmamış, televizyon ne demek bilinmez, radyoda ajans dinlenir bol bol kral faruk efendinin rezaletleri okuruz ve paris aktüelitesinde neler döndüğünü gidim gidim fellik fellik takip edermiş gibi oluruz.

    bunlarin konuyla bir alakasi yok. k dergisi yazarlari gibi izahat vereceğimiz konuyu toplasan 25 satirla anlatip yazarlik depdebdesini soğurmak için izahat vereceğimiz konuyu pas geçip yazi sisirmek pek bize GiTMEZ.

    herneyse bu dusturu kullanan -en kotusunu dusun isler iyi giderse sevindirik ol- ve hayatinin bayraği haline getirmiş bir tanidiğim vardi.

    ne vakit kendisiyle bir plan yapsak ayahut hesap kitap yapsa hadi bilemedin bakkala gitmeyi bile bir felakat senaryosuna dönüştürmeyi becerebilen bu bireye sormustum;

    'yahu sen manyak mısın, yahu sen kafayi mi yedin niye herşeyin en kötü yanindan aliyorsun. bak kötümserliğin sonu gömtümserliktir'

    bu arkadas müstehzi bir sırıtma bana söyle mukabele etmişti;

    'valla ne yapayim, hep ortadan kesiyorum planlar tutuyor bu sefer iyimserlesemiyorum, iyimser planlar yapiyorum olmadiği zamansa sukut-u hayale gark oluyorum. en güzeli böyle olsun dedim hiç olmazsa. tecavüze ugrasam bile en azindan sacım bozulmadi diyerekten gülebilirim. bu da bana yasama enrjisi verir' diyerek mukabele etmişti.

    imdi uzun uzun freuddan, felsefecilerden, jungdan, kalem sahiplerinden örnek verip yaziyi derinlestirmeyi secmeyerek entrye noktamı koyuyorum.
    6 ...
  2. 2.
  3. simdi efem, ben en kötüsünü düsünmek ve sevindirik olmak üzerine söyleyeceklerime baslarken, zihnin nasıl calıstıgı üzerine konusup birseyler gevelemeye hazırlanırken sizden sacma salak anlatıcaklarımı özenle dinlemeye devam edip söyleyeceklerimi bahsi gecen ünlü düsünürlerin fikir ve görüsleriyle harmalayıp degerlendirmenizi ona göre yapmanızı isteyecegim. -girişte yeterince kastık sanırım bu kafidir-

    ve şimdi baslayalım. zihin neye odaklanırsa onu hisseder. -yani sadece bu söylemem yeterlidir. şimdi ekleye basabilirim. ama merak etmeyin acacagım.- söyle yani siz bir ormanda olmadanda, yagmurun yere düserken olusturdugu o mis toprak kokusu var olmasada sadece gözünüzü kapatıp zihninizde gerekli imgeleri olusturarak nerede olursanız olun, yagmurun topragın kokusunu kendinize anımsatıp hissedebilirsiniz yagmur yagmasada! şimdi ne alaka bu baslıkla. inanmadıgınızı ön varsayarak biraz daha üstünüze gelicem örneklerle kanıtlamak için. meditasyon yapan budist'ler eksi bilmem kaç derece tutuldukları halde vücud ısılarını normal seviyede tutmayı basarmıs ve hatta o soguk ortamda üstelerine örtülen ıslak havluları bile kurutabilmistir. düsünce bunu yapıyorsa ben birsey demiyorum.

    iyi düsünerek kimse kötü hissedemez ya da terside dogrudur. insan günde 60000000 -sıfır ne kadardı unuttum- düsünce geciriyor aklından ve bunların bulundugu an içinde çok az tanesi falan bilinç düzeyinde fark edilebiliniyor. yani bir insan ne kadarda 'aslında iyi düsünüyorum' derse ve mutsuzsa kendiside bilmedigi düsüncelere sahiptir demektir. dısarıdan bakıldıgında bütün insanlar sevgi, saygı, saglık, mutluluk, para püsür falan istiyor gibi görünüyorsada hergün felaketler kopması için olumsuzu düsünerek kötü seyler olsun diye dua ediliyor aslında. bu duada zihinde kötü etki yapıp zihnin 'burada kötü birsey oluyor kötü düsünüldügüne göre' seklinde yaptıgı degerlendirme tabiki kişiyi sevindirik yapmıyor.

    yani en kötüsünü düsününce zaten zihin hemen 'kötü bisey oluyor lan burda diyeceginden' kötüyü düsünürken sevindirik olunmaz olunamaz. 'kötüyü düsünüyimde ilerde en felaket anda bile dik durayım' demek neyi kandırmak oluyorsa artık. kötü düsünerek sevindirik olmayı istemek şuna benziyor. 'bokun içinde gezeyim, temiz kalayım, bok kokmayayım' ya da kibarcası 'banyo alayım ama ıslanmayayım.' yok öyle bisey
    2 ...
  4. 3.
  5. yapilan son arastyirmalar neticesinde fiziki esaslar ile ruhi esaslarin ayni kanunlar içersinde yürüdüğü saplanilmiştir.

    bu arastirmalari kim mi yapti? herhalde nesenin sacinin bir kısmını rejoice ile bir kısmını ise ipek sampuyanla yıkayan bilim adamlari yapmadi.

    fakat biraz us yürütme hatta deneylenirse bu durum suna benzer.

    kumda kosan birey kaymak gibi asfaltta kosarsa kendini tüy hafif hisseder. kumda dakikada 500 metre kosuyorsa asfaltta dakikda 800 metre kosacaktir. bu da ister istemez daha fazla mesafe aldiği için sevindirecektir kendisini ve sevindirik edecektir.

    süphesiz düsünsel anlamda da budur. mesela bir bara girin hiç sevmediğiniz müzik cesitini canli performansla gümbür gümbür dinleyin.

    ondan sonra kosarak eve gidin ve sessizliğin size nasil sardiğini -birde üzerine moonlight sonata sosu ekleyin- ve nasil bir oh be dediğiniz anlamayacaksiniz.

    elbette bunlar ekstrem örneklerdir. herkesin anlayabileceği ortak dille yazilmiştir.

    fakat ömrü hayatiniz boyunca kendimize bu tip oyunlar oynariz.

    hergün hafta sonu değildir. eğer hafta sonu olsaydi hayat boktan pazar sabahi magazin programlari gibi cok güdük olurdu.

    vel hasıl-ı kelam melam-i yok.
    1 ...
  6. 4.
  7. sürekli içinde bulunduğum ruh hali fakat öyle bi sevindiriklik yok. en kötüsünü olumsuzunu düşünür düşünür yolunda gidicek işi bile raydan çıkarırsınız. belirli raddeden sonra kurmacalar başlar ki engellemek güçtür. zararlıdır efendim bu düşünce, kemirir durur aklın bi yerini. bitsin.
    0 ...
  8. 5.
  9. aynı düşünce türünün bir örneği için:

    (bkz: olursa ne ala olmazsa mualla)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük