eğer öleceksem bu şekilde olmaması gerekirdi dedirten ölüm türleridir.
benimkisi işkence türü ölümler olabilir ;
bir de normal hayat akışı içinde ufak detayların yaptığı etki sonucu ölümler olabilir.mesela hergün yanından geçtiğim kamyon veya tırın o gün geçerken kasasısın kafamın üstüne düşmesi v.s..
(bkz: bok yoluna gitmek)
yanarak ölmek ile uykuda ölmenin zerre farkı yoktur. Zahirde insanlara öyle gözükür fakat batında(maneviyat-allah katı) öyle değildir.
ölmek başlı başına bir acıdır. Ruhun bedeni terki bir acıdır. ölüm ister uykuda gerçekleşsin isterse yanarak veya feci bir trafik kazası geçirerek. ikiside şiddetli bir acı ile gerçekleşir. Efendimiz muhammed mustafa aleyhisselam insanların anlaması için ölümün acısı ile alakalı şöyle bir tabir kullanmıştır:
kırk kılıç darbesinden daha acı.
gerisini varın siz düşünün. Ölümün bile hayırlısını dileyin.
hayatınızı allah'ın yolunda;o'nun emirlerine, kaidelerine uyarak men ettiklerinden sakınarak geçirdiyseniz ölüm sizin için diğer insanlara göre rahat olacaktır inşallah. allah herşeye kadirdir. dualarınıza bunuda ekleyin. Ölümün hayırlısı deyin.
Titanik gibi bir gemiye binip denizin ortasında gelince geminin batmasıdır. Sesinizi kimse duymaz ve siz buz gibi soğuk suda donarak can verirsiniz ya da boğulup ölürsünüz. Eyvah eyvah.
ölümden korkmak anlamsız ...
korkulacak olan kötü yaşamak
veya yaşamadan ölmektir...
bir gazete haberi;
"en zengin 26 kişinin serveti dünya nüfusunun en fakirini oluşturan 3.8 milyar kişinin yani dünyanın yarısının servetine eşit."
böyle bir dünyada yaşıyoruz.
sorun ölmekte değil
insanların yaşamadan ölmesinde...