yıllar önce chp döneminde gaz yağı,pirinç vs. ürünlerin karneyle alınması,ayrieten birçok şeyin kısıtlı olması,daha sonra bülent ecevit döneminde patlak veren büyük kriz le akıllara gelen öngörüdür.bunun sebebinin sol iktidarların ülke kalkınmasından daha çok ideoloji siyaseti yürütmeleri ve ideolojilerinin gerektiği şekildeki ekonomik yapılanmalar neticesinde kıtlığın ve krizin meydana çıkması varsayılır.
not; akp li felan değilim asla olmamda sadece bir öngörüyü paylaştım.
türk solunun dünyayı da içine alan kriz, savaş vb. dönemlerde iktidar olmasından akıllara yanlış yer edinmiş bir önyargıdır.
ayrıca sol, genel manada kapitale dayalı ekonomik kalkınma modellerini benimsemediği için, o ülkenin zenginleri öldüm bittim demek için en uygun fırsatı bulurlar. oysa türk sağı, ilk iktidar olduğu dönemden beri, kapitalist, liberalist batı ile yakın ilişkiler kurmuş ve ülkeyi çeviren borç döngüsü konusunda destek bulmuşlardır.
ecevit döneminde çıkan kriz de ekonomik değil, siyasi bir krizdir. bir anayasa kitapçığı fırlatılınca bir gecede fırlayan dolar, ergenekon ve dünya ekonomik krizine rağmen o kadar fırlamadı. gecelik faizler vs. de cabası. aklı olan bunları doğru okuyor tabi.
ben solcu değilim. solu topyekün de reddetmiyorum. sol dünya görüşünün dünya üzerinde farklı farklı uygulamaları var. küba'sından, sovyet rusya'sına kadar...
ama genç arkadaşların böyle bir yargıya varmalarını da yadırgamıyorum. sadece sebeplerini de etraflıca izah etmeleri, kendi hayat görüşleri açısından da gerekli bir durumdur. ancak böyle böyle bir ekonomi kültürü oluşturabiliriz.
yeni başlayanlar için tarih isimli kitapla hazımsızlığı giderilebilecek insan cümlesi, bi şeyi de sırf recep öyle söyledi diye kabul edilmemesi taraftarıyım, kendisinin tarih bilgisinin kıtlığından şüphem yok, ama herkes keşke onun çekmek istediği cehalet tuzaklarına düşmese.. (bkz: 1. dünya savaşı)
(bkz: 29 küresel ekonomik krizi)
(bkz: 2. dünya savaşı)
hiç yerinde olmayan bir tespittir. tutupta ''türkler şamanistken hiç tarla yapmıyolarmış şamanizim kötü bir inançtır'' demek gibi bir şeydir. zamanın koşullarının içerdiği ölçüde hareket eder toplumlar ve türkiye tam o sıralarda nereden baksan savaştan yeni çıkmış bir ülke olup liberalizmi seçmekten ziyade ona adım atamayacak konumdadır. neden? çünkü türkiyede yatırım yapılabilecek yerli sermaye oluşturabilecek bir güç yoktur. bu sırada gücü hat safhada olan liberal ekonomi politikasını belirlemiş ülkeler karlarından kar sağlarken türkiye'nin bu ülkelere kapılarını açması demek onların plazavari piyasalarında bakkal olmak demekti. bunun yanında yine kıtlık döneminin maduru olan sol iktidarın olduğu zamanda türkiye şimdiki gibi piyasasını kurmuş, yerli yabancı ortakları, şirketleri, fabrikaları olan bir ülke değildi ve ciddi bir kriz vardı. ve gelişmekte olan bir devletin de halkçı bir politikayla halka yaklaşması, ekonomisinde devletçi bir politika izlemesi çok normaldir. bunun yanında chp sadece krizlerle başa çıkmamıştır. yeni kurulan bir devletin maddi manevi tüm sorunlarının da yanında 2.dünya savaşı da vardır. kısacası, kıtlık dönemlerinin sol iktidar zamanlarında olması değil asıl söylenmesi gereken kıtlık dönemlerinde baş vurulan sol politikalar dahilinde halkın güç kazanma, toparlanma isteğidir. denk gelmesi tesadüf değildir.
edit: chp sosyal demokrat bir partidir. artık bu ayrım genel genel olarak sol-sağ şeklinde yapılmasa da örneğin obama demokrat sol olarak adaydı, bush cumhuriyetçi sağ. peki şimdi noldu? obama solu kazanınca amerika solcu mu oldu, politikaları mı değişti? sosyal demokrasiyi savunarak da merkez sol da bulunulabilinir. kısaca demokrasiyi tren olarak kullanmayanları ve devletçi politika izleyenleri dilerseniz koyabilirsiniz merkez sola. ayrıca ne diyelim chp sağ bir parti mi? üstelik türkiye'nin o döneminde? eğer eksi bu sebepten verildiyse arkadaşım.
karşılıksız para basarak ve cari açığı dış borçla finanse ederek tüketimi körükleyen kapitalist yaklaşımların sayesinde dünyanın geldiği nokta bellidir. korkunç bir gelir dağılımı dengesizliği, hem de global olarak. sol iktidar zamanında kıtlık vardı belki bazı fırsatçı karaborsacılarda bu duruma çanak tutmuştur mutlaka , ama enflasyon gerçekten düşükmüş. şimdiki gibi sadece verisel olarak değil. tüketicez diye dış borca sarılıp ülkeyi satışa da çıkarmamış o zamanın sol iktidarı.
ayrıca chp iktidardayken kurtuluş savaşı sonrası türkiyesi ile 2. dünya savaşı türkiyesi vardı. ekmeğin, yağın karneyle verildiği yıllardı. evet. çünkü savaş 1 yıl mı sürer 15 yıl mı belli olmazdı. düzenli, tutumlu olunmalıydı. ayak yorgana göre uzatılmalıydı.
ayrıca ecevit dönemi türkiyesinde de kıtlık olmuştur. 3. büyük buhran yaşanmıştır. hangi ülkede bolluk vardı da türkiye'de kıtlık vardı?
Aydınlanmanın en kıt olduğu dönemin sağ iktidar dönemlerinde olmasından teğet geçerek kıtlık yıllarını sol iktidarlara suçlama olarak yöneltmektir. Kimin sol olup olmadığı tartışmasına girmeyerek sadece şu söylenebilir ki, sol iktidarda olduğu ülkeler eğer yeteri düzeyde ekonomik açıdan gelişmemiş ve sanayi-tarım gibi alanlarda üretim ve istihdam sorununu çözememişlerse diğer sosyalist ülkeler ile ittifak yapmaları ve enternasyonalizm dedikleri o sosyalist küreselleşmenin gereğini yerine getirmeleri elzemdir. Bunu da yapamıyorlarsa ne yazık ki devrimin ilk aşamalarında yeterli kalkınma düzeyine ulaşmak için stalin döneminde olduğu gibi " tek ülkede sosyalizm " pratiği içerisinde kapitalizmi kısıtlı da olsa devam ettirerek bunu sağlamaya çalışmaları öncelikli hedefleri olmalıdır. Stalin NEP'i ne kadar devam ettirmeye çalışsa da troçki ve ardılı revisyonistler ukraynalı ve diğer etnik sovyet gruplarını, sınırlı özel teşebbüsçü orta ölçekli esnafları ve kulakları(toprak sahiplerini) nep'in vergi verme kısmından kendilerini muaf tutmalarını salık vererek zaten dünya savaşı nedeniyle azalan tarımsal ürünlerin ve bir de zengin toprak ağalarının boykotları nedeniyle tarımsal üretimin neredeyse durmasına neden olmuşlardır. Bu bakımdan bir zamanlar kıtlık yılları olarak ülkemizde yer alan 1940'lı dönem ve kuzeyindeki sovyetlerde ortaya çıkan kıtlık döneminin tek sorumlusu olarak kesinlikle sol iktidarlar gösterilemez. Devrime direnen cumhuriyet içi karşı devrimciler ve emperyalist tekellerin ittifakı, verdikleri destek durumu çıkmaz sona doğru yönlendirmiştir. Ve nihayetinde de açlıkla terbiye ettikleri ve içine sızdıkları her iki ülkede de şimdiki konumları ile ayyuka çıkmışlardır.
az olsun, bizim olsun düşüncesinin eksi yönü olan kıtlığın sol iktidarlar** döneminde ortaya çıkmasıdır. çünkü sağ iktidar olarak adlandırılan iktidarlar dış ülkelere bağımlı, onursuz bir politika izlemektedirler ve böylece, emperyalist güçlere yalakalık yaparak her türlü malı alabilmektedirler. tabi ucuza değil, yine kazık fiyata almaktadırlar ve ekonominin ecdadını sikmektedirler. sol iktidarlar bağımsız bir ekonomi öngördüklerinden dolayı dışa bağımlılığı reddederler ve emperyalist ülkelerin ambargosuna maruz kalırlar. ecevit dönemindeki kıtlık buna iyi bir örnektir. eski türk halkı olsaydı, hani o bağımsızlık için yanıp sönen, işte o bu kıtlığı güle oynaya karşılardı. ama şimdiki halk zerre kadar yokluğa gelemiyor. her yer amerikan teşebbüsleri tarafından işgal edilmiş. şu an burger king'ler kapatılsa isyan çıkar. inanın buna. işte bu yüzdendir ki türk halkına artık güvenim kalmadı.