dido reklamından nefret ediyorum. tiksiniyorum o reklamdan.hınç doluyum hatta.kin güdüyorum o reklama.* ya bu kadar can sıkan,uyuz,gıcık,antipatik bir reklam olabilir mi ya.evde kahve içen iki yaşlı teyze;başlıyor birden biri becerilen tavuk gibi afedersin dodidodidodidodi diye vıyaklamaya.sonra iki adam sonra iki sevgili vs. herkes dodidodidodi diye bağırıyor.sonra yaşlı çatlak profösör kılıklı bir amca çıkıyor; dodilemenin çeşitleri olduğu gibi didonun da çeşitleri var diyor. lafa bak alakaya bak reklama bak... yürü git amca,yürü git böyle reklam mı olur ya.yaratıcılığınızı...neyse.
tiksinmekten yoruldum lan. gözümüzün içine baka baka bizi sken bu düzenden yıldım artık.
lg çerçevesiz tv reklamının metin kısmından alıntı;
doğduğumuz gün aslında özgürlüğümüzün son günüydü,
sonra hayatımıza giren sınırlarla tanıştık.
kalıplara girdik, engellendik.
duvarlar arasında sıkıştık, kısıtlandık...
diye devam ediyor.
ya bu nasıl bir şeydir hafızım! istanbulda 27 ocakta felsefe kongresi var, konu da modernite falan diye bir reklam beklerken, çaaaat diye lcd tv reklamı çıkıyor karşıma.
ya biraz adaplı olun be. asıl moral bozan, o kadar aciziz ki batarken çırpınamıyoruz bile.
emre altuğ'lu caffe mate reklamları gerçekten hiç hoş olmamış. slogan zaten tutmamış bir de emre altuğ sanırım pek uyuşamamış o reklamla. en azından izleyiciye yansıyanlar bu yönde.
bulaşığı en iyi temizleyen formülü bulduğunu iddia eden, bununla yetinmeyip bireyin kendine zaman ayırmasını ve bununla mutlu olmasını konu alan reklamlar. *
perwoll reklamı.. umarım doğru yazmışımdır reklam o kadar kötü ki adını bile izleyiciye öğretemiyor. suç onlarda yani bende değil. reklamda kadın, tiyatroda çantasından perwoll'ü çıkarınca oha dedim. pazarlamacı gibi ne o öyle? çok kötü çok.
çin imparatorluğunuda çağıraydın oğluşum! ıyy oğlununda aynı derecede sinir bozucu tipe sahip olması zaten başlı başına kötü. aynı reklamda iki seda sayan modeli.
sonra kosla vanısh; halıyı silerken bi kadın çıkıo birden bunla sil daha iyi falan diyor. ve ne gariptir ki kadın ;
-ulan nerden çıktın sen?
evime nasıl girdin?
sanane istediğimle silerim, defol evimden!
polis çağıracağım sen kimsin!
bir ödünün patlaması durumu oluşmuyor!
gerçekten kadının cesaretine ve metanetine hayran olduğum reklam filmidir ve berbattır!
metro reklamı.ordaki merve denilen dünyadanın en çirkin ve patlamış mısır gözlerine sahip kızı nasıl oldu da reklama çıktı bilinmez.ayrıca metro yiyen kız prototipi oysa asla yenmemelidir.
hurriyet gazetesinin reklamıdır. ozellikle nil karaibrahimgil in oynadigi reklam en kotusudur. bir suru eglence, bilgi edinme vidi vidi gibi durumu bir arada bulabilmeyi anlatirken hızlı hızlı geçisleri çok kötüdür. hele ki muzik yapabilirsin unlu olabilirsin bolumune anlatacak kelime bulamiyorum.
bana bunlarla gel- bingo..... ıyyyyyyyyyyyyyyyy ööööööööööööö ne iğrenç bir reklam sinem kobal deterjanla alakasız ne kadar bağlantı kuruyor şaşıyorum...