olaya objektif açıdan bakmak gerekir. kimi çok iyi beste yapar, kimi çok iyi deplasman yapar, kimi çok iyi kareografi yapar. her grubun bir özelliği bir duruşu vardır. çıkıp en iyi grubun x olduğu gerçeği şeklinde başlık açmak sadece başlığı açanı ve grubu komik duruma düşürür. sonuç olarak;
herkesin kabul etmediği gerçek. takıma olan etkileri de üst düzeydir. unutmadan; geçmiş de gördükleri iyilikleri, şehidini, şehidinin emanetini, bursaspor'unu, teksas'ını unutmaması da eklenmelidir.
koca bir kale arkasını dolduran binlerce taraftarın, maçla ilgilenmeyip bir sağa bir sola koşması bir ölçütse, evet en iyisi gecekondudur. taraftarlık ota boka bağırmak değil, pozisyonlar ve hareketler konusunda tepki vermektir. maça etki etmektir.
sizin de anladığınız gibi karakter sınırına takıldık yine canlar. başlığın olması gereken hali,' türkiye'nin en iyi taraftar grubunun gecekondu olduğu gerçeği'. yoksa türkiye dışındaki taraftar grupları ile ilgili böyle bir iddia ortaya atacak kadar detaylı bilgim yok.
tanımımızı da yapalım da ondan sonra rahat rahat yazalım.
tanım: su götürmez bir gerçektir.
gecekondu grubu sizin de çok iyi bildiği canlar bir ankaragücü taraftar grubudur. ankara 19 mayıs stadyumunun kale arkasında kendilerine ayrılan bölümde konuşlanırlar. nedir peki bu taraftar grubunu en iyi yapan? nedir bu taraftar grubunu diğerlerinden ayıran?
aslına bakarsanız bunu açıklamak o kadar da kolay değil. tamam bazı veriler var elimizde. onları yazarak da hani bir nebze gecekondu'nun diğerlerinden farkını ortaya koyabiliriz ama tam anlamıyla yeterli olmaz. o coşku, o sevgi, o tutku anlatılamaz. gidip görmek lazım, aralarına girmek lazım, gözlerindeki ankaragücü sevgisini görmek lazım, evden kaçıp deplasmanlara gittiklerini bilmek lazım, 7/24 ankaragücü'yle yaşadıklarını, o yendiği zaman haftalarının güzel geçip, yenilince bütün hafta hüzünlendiklerini gözlemlemek lazım, bu takım için hayatlarını bile bile karartacaklarını anlamak lazım, 'biz ankaragüçlüyüz' tezahüratını ne kadar içten, ne kadar gururla söylediklerini duymak lazım, takım gerideyken ettikleri takımı gazlayıcı tezahüratları, takım öndeyken tribünde yaptıkları şovları, takımda işler kötü giderkenki isyanları* bilmek lazım, şartlar ne altında olursa olsun takımlarını asla yalnız bırakmadıklarını, bırakmayacaklarını anlamak lazım, bütün deplasmanlara ankara'dan otobüs kaldırıp giden tek taraftar olduğunu bilmek lazım, toplumsal olaylara, gündemdeki konulara, ankara'yı, ankaralıyı, halkı ilgilendiren olaylara mutlaka bir tepki, bir başkaldırı, bir yorum getirdiklerini bilmek lazım, tribünde onların arasındayken sınıf farkının olmadığını, bir doktor, bir avukat ve bir ipsiz sapsız diye tabir edilen bir gencin yan yana, omuz omuza tezahüratlar edip, gol atınca birbirlerine sarıldıklarını görmek lazım, sadece maç günleri tribünde değil, gerektiği zaman tribün dışı da organize olup tepki gösterilmesi gereken yerlere tepkilerini gösterdiklerini bilmek lazım, ankaragücü'nün hemen hemen bütün antrenmanlarına da gittiklerini bilmek lazım. tabi bunların da hepsini yaşamak lazım. burdan ne kadar anlatsak, siz ne kadar gözünüzde canlandırsanız da anlayamazsınız. zaten ben de tam anlamıyla anlatamam.
muhteşem bir coşku, ölümüne tutku, burası gecekondu.
sonsuza dek sürse bile seveceğiz ölümüne.
