2003 ile 2007 yılları arasında ayda 500 track düşüyordu türkçe rap piyasasına.
bu parçaların 350 tanesi diss, 100 tanesi belirsiz diğer 35 tanesi sıradan geriye kalan 10 tanesi dişe dokunur ve 5 tanesi sağlam parça oluyordu.
Her bokun boku çıktığı gibi bununda ülkemizde pek tabi boku çıktı. 20 liralık carol marka mikrofon alan herkes kayıt yaptı iyileri çok çok azdı. o zamanlarda gerçekten amatör ruhla hiçbir kaygı taşımadan yapılanlara bakıyorum birde şimdi yapılanlara. Müziğin üstüne söz yazma diye ahmakça bir sistem peydah oldu. Birkaç kendini bilmez çıkıp "ben önce müziği yapıyorum veya alıyorum bunu dinliyorum sonra üstüne söz yazıyorum" dedi... e bunu diyen dingillerde adı sanı bilindik ortam çocuklarıydı. Bir rapper müziğin üstüne söz yazıyorsa yazdıklarının hiçbir değeri yoktur kanımca. Çünkü gerçek değil matematiktir. matematik asıl gerçek değil senin ortaya çıkarmak istediğin gerçektir. Rap'i böyle yaparsan bu Asıl ifade etmek istediğini asla ifade etmemen demektir.
Neyse gelelim en iyi rap parçalara...
böyle bir şey yok ama olabilir de. yani sana göre, bana göre, ona göre, bize göre, size göre...
neyse işte rap dediğin şeyin anlamı derin olmalı ticari yada amacı 'bilinir olmak' olmamalı. Bir nefret'in ağır politik/sosyolojik eleştiri içeren şahi parçası mesela... bir silahsız kuvvet'in ar gelir yakın'ı bir s.kajmer'in ** dönemin en ağır eleştirisini yaptığı bağdat parçası nerede? işi gücü birbirine laf sokmak olan 3-5 çocuğun eline kalmıştır rap denen bok. ben daha iyiyim oo yee u.s.a ghettoları, bitch, oo yee... he canım he klavyeden yazdığınız o ritimler en fazla çocukları heyecanlandırır zaten.
neyse sevgili arkadaşlar en iyi diye bir şey hiç olmadı ve olmayacak. bunu bir kenara yazın.