# Başka biri olsaydı,köklerden söz ederdi.Benim sık kullandığım bir sözcük değil bu. Kök, sözcüğünü sevmem, imgesinden daha da az hoşlanırım. Kökler toprağa gömülür, çamurun içinde kıvrılıp bükülür, karanlıklarda dal budak salar; daha doğumundan başlayarak ağacı tutsak eder ve gözünü korkutarak beslerler:Özgür kalırsan ölürsün!
Ağaçlar, boyun eğmek zorundadır; kökleri onlara gereklidir; insanlara değildir oysa. Bir ışığı soluruz, gözümüz göklerdedir ve toprağın altına girdiğimizde, çürüyüp gitmek içindir bu. Doğduğumuz toprağın cansuyu, ayaklarımızdan başımıza doğru yükselmez; ayaklar yalnızca yürümeye yarar. Bizim için, yalnızca yollar önemlidir. Bize göz diken, bizi isteyen onlardır,yoksulluktan zenginliğe ya da başka bir yoksulluğa, kölelikten özgürlüğe ya da kanlı bir ölüme giderken. Bize sözler verir, bizi taşır, itekler, sonra da terkederler. Ve o zaman, tıpkı doğduğumuz gibi, kendi seçmediğimiz bir yolun kıyısında ölüp gideriz.
Yolların Başlangıcı
Amin Maalouf
"bu kitap, yanlış sandığın kararların yararları,
risk almanın, hayatını nasıl garantiye aldığı,
mantıklı davranmanın, aslında çok da mantıklı olmadığı hakkındadır.
bu kitap, kendine güvenip şansını denemek hakkındadır." bu cümleler kapağın hemen arkasında.
başlangıç cümlesi ise "alışılmadık bir düşünce tarzı, alışılmadık başarılar için."
paul arden- (bkz: aklını kullan aksini düşün)
--spoiler--
Öyle özel biri değilim ben, orası kesin. Sıradan fikirlere sahip, sıradan bir adamım ve sıradan bir yaşam sürdüm. Bana ithaf edilmiş bir anıt falan yok ortada ve yakın zamanda ismim de hafızalardan silinecek ama yine de tüm ruhum ve kalbimle sevdim bir başkasını ve bu kadarı benim için her zaman yeterliydi.
--spoiler--
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana - sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece 'daha' sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi."
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana..”
iki şehrin hikayesi. Denk gelince paylaşmak istedim.