Bazen o kokuyu bulamazsınız çünkü o insan ölmüştür. Onu hatırlamak için o kadar hatıra arayıp çaba sarfederken bir başlık görürsünüz ve gözyaşlarınız yüzünüzü yakar...
doğrudur.
Ne zaman kabak dolması kokusu alsam on yıl önceki komsumuz fatma teyze'nin evinde bulurum kendimi. O yemek masası, ortam her şey bir bir canlanır. Çok garip.
doğrudur. şöyle ki; üniversitede bir ev arkadaşım vardı ayakları öyle pis kokardı ki sırf o yüzden adamı evden kovdum. yüzünü bile hatırlama bir ay kaldık ama o koku yok mu o koku hala burnumun direklerini sızlatır.
en iyi hafıza uyarıcı koku olsaydı, o zaman hafızamız sürekli uyarılmış halde gezerdik. Koku her yerde ve her zaman mevcuttur. Hafızayı uyaran koku değil, o kokuyla buluşup yüzeye çıkmak isteyen inatçı anılardır, yani hatırlamak isteyene koku bahane, hatırlamak istemeyene şahane. Ne olur Proust mezarında ters dönme ama bu böyle.