bir hatayla başladım güne,
bir kırık ayak vardı ortada, sarhoş bir geceden kalan
ve doğru olan hiçbir şey yoktu.
yanlış olan hiçbir şey yoktu.
her şey olması gerektiği gibiydi.
ve bunun anlamı neydi bilmiyorum..
bazen en iyi günler ölü günlerdir.
hiçbir şey yapmadığın.
ve yapacak bir şey bulamadığın günlerdir.
bir domates çorbası misali geçen gecelerde,
biraz daha baharat katardın sadece.
sert yastığın,
solunda bir bira şişesi ve sigara.
ama çakmak olmazdı.
çünkü bir şey hep eksik olmak zorundaydı..
bunu anlayabiliyor musun?
sana iğrenç bir akşamdan sesleniyorum,
boylu boyunca uzanıp, hitlerin siluetini hayal ediyorum.
falkland savaşı uğruna yazılmış şarkıları dinliyor
ve ölü insanları düşünüyorum
ölmenin nasıl bir şey olduğunu düşünüyorum,
öldüğüm sayısız geceyi anımsıyorum..
bazen en iyi günler yalnız günlerdir.
midende bir ağrıyla oturup dışarıya baktığın günlerdir.
elinde kahveyle "şimdi ne yapacağım?" dediğin günlerdir.
başını ellerinin arasına alıp,
çaresizliğin uydu yayınlarında doğru kanalı aradığın günlerdir..