semavi olmayan dinleri hic söylemiyorum.
semavi dinlerdende incil değişti, tevrat değişti, kurandaki bisürü çelişki, köleliği meşru gören ayetler, kurandan çıkarılan şeytan ayetleri, recm, müslüman ülkelerin durumu saymakla bitmez akla mantığa sığmayan şeyler
bu yuzden en iyi din vicdanımızdır neyin iyi neyin kötü olduğunu zaten bilebiliyoruz.
doğru insanın dine ihtiyacı olmaz, zira zaten dinin vermeye çalıştığını bilen ve yapan kişidir. dindar geçinip halkını soyanları gördükçe dinin yarardan çok zarar getirdiği aşikardır. hiç bir sistem insanlar için uygun değildir ve en iyi sistem insanın kendi içinde yaşattığı ve uyguladığı kurallar bütünüdür.
(bkz: din seçimi tesadüftür)
(bkz: en iyi vicdan dinimizdir)
vicdanımız bazen sarkabilir, insalığa geri döndüren, vicdanımızı dizginleyen, doğru yola koyan gizli bir din vardır kalpte. ama insan farkında değildir o ayrı.
evet din başta vicdanlardadır. fakat din gibi bir kılavuz ve takva (allah bilinci sevgisi ve korkusu) olmazsa o vicdanın hayvani ve nebati yanı her zaman ağır basan nefis karşısında ne hallere düştüğünü herkes kendi hayatında acı tecrübelerle görebilir.
boş laftır. subjektifdir bir kere. hiç bir normu yoktur. ayrıca semavi dinler doğru vicdanın ölçütünü koymuşlardır. etik dışı saydığımız pek çok ilke dinlerin mirasıdır. güzel ve iyi saydığımız pek çok haslette.
misal vermek lazım. kuran, hz. ebubekir i köle olan bilal-i habeşiyi azad ettiği için ''mal harcayan en üstün'' diye leyl suresi 20. ayette anarken kuran ın köleliği teşvik eder tarzda meşru gördüğünü iddia etmek biz müslümanlar açısından insaf ölçüleriyle bağdaşmaz ve kesinlikle vicdanlı bir tutum değildir. kuranda ateist,agnostik ve deistlerin veya da misyonerlerin çelişki iddialarının hepsinin cevabı ehl-i din tarafından verilmiştir. inanıp inanmamak kişiye kalmıştır. bize göre çelişki iddiaları kuran ı art niyetli inkar etme maksadıyla kötücül okumaktan kaynaklanırken ateist kimse için ise vicdani bir sorumluluktur. görüldüğü üzere vicdan kavramı gayet subjektif,öznel,kişiden kişiye değişici bir olgudur. insanları din olmaksızın vicdan ortak paydasında buluşturmak söz konusu değildir.
"insan'ı, allah'a en çok yaklaştıran din en iyi din'dir" demiş, bir uzak doğu'lu düşünür. söz çok güzel ve çok mantıklı. bu sözü okuduktan sonra merak ettim, acaba o şahıs, kur'an'ı okusaydı, ne düşünürdü? diye.
edit: ifadeyi kullanan şahıs, dalai lama. ifadenin tamamı: en iyi din, seni tanrı'ya en çok yakınlaştırandır. seni daha iyi bir insan yapan hangi din'se
en iyi din odur. yani daha insaflı, daha duygusal, daha umursamaz, daha sevgi dolu, daha merhametli, daha sorumlu, daha etik kılan din, hangisiyse
işte, en iyi din odur...
20. yy bilinen tarihin en kanlı,en ahlak dışı ve vahşi yüzyılıdır. ayrıca aynı 20. yy materyalizm ve sekülarizmin tavan yaptığı yüzyıldır. demekki materyalizm ve din dışılık hiçde doğru vicdana sebep olmamıştır. demek ki dine gerek yok edebiyatı huzur,sukut,barış getirmemektedir.demekki bu söz bomboş bir laftır.