müslümanların hz. muhammed'in ölümünden sonra birbirini yemesi, dışsal faktörlere boyun eğmesi, mezopotamya topraklarının kansız bir şekilde ıslanamamasını da beraberinde getirmiştir.
bir olma duygusundan yoksun, sözde dindar yapıda bile nefreti ile kendini bitiren/yiyen insanların, cehaletle körüklenmiş bir nefes alışta sevgiyle beslenemeyişinin yoksunluğunu birbirinden çıkarması durumunun bizim açısından kötünün iyisi olarak algılanabilecek bir durumdur.
laiklik ve medeniyet bakımından doğru olan önerme. lakin yarışacağımız ve rol model olarak alacağımız ülkeler araplar mıdır yoksa avrupa birliği ülkeleri midir? önemli olan budur.
hayaldir. bu alınganlık zihniyeti ile de hep hayal kalacaktır. ayrıca üfürükçülerle medyumlarla cinci hocalarla mı en ileri müslüman ülkeyiz? ve ayrıca türkiye müslüman bir ülke ise neden anayasa'da ''...müslüman bir ülkedir.'' ibaresi geçmemektedir?
türban bizim ülkemizde hristiyan adeti şeklinde içeriden bone benzeri bir zımbırtı ile bağlanmakta, iran da ise sadece başın üstüne bir eşarp şeklinde takılmaktadır.
bağımsızlık dediğimiz olguyu - ki istisnai karar verebilme yeteneği olarak tanımlanabilir, bizden çok daha güçlü bir şekilde yaşayan bir iran görmekteyiz. kendi ülke çıkarları için bağımsız kararlar alabilmektedirler.
bu bağımsızlığın getirdiği çeşitli stratejik sanayi dallarında yine bizden bir adım ötedirler.