vraklayan bir kurbağa oyuncağını öttüre öttüre uyandıran baba yöntemidir. aynı anda defalarca tekrarlanan tek düze lanet telefon alarmının uzanamayacağın bir noktaya koyarak işkence etmesidir.
benim için kesinlikle yüzüğü kapının camlı kısmına metronomla şenkronize şekilde siz uyanana kadar vurulmasıdır. tabi burada benim her seferinde işi inada bindirmem de söz konusu...yemin ederim üç sene boyunca böyle kaldırıldım. *
bizzat anadolu öğretmen lisesi yurdunda yatılı kalırken sabahın köründe yurttan sorumlu müdür yardımcısının tuvaletten aldığı maşrapaya su doldurup üzerimize atması. şahsım biraz uykucu olduğu için birinde uyandığım halde elindeki kapağı açık 5 litrelik dolu su şisesini üzerime fırlatmıştı. niye yapıyorsunuz hocam dediğimde; "sen geri yatarsın" demişti.
odanızın kapısına durmaksızın vurularak isminizin söylenmesi. gerçi bir süre sonra rutinleşip ninniye dönüşüyor ama olsun başlarda rahatsız edicidir...
pazar günleri kendi kendine, içerden gelen pazar sürprizinin müziğiyle ve gazete hısırtısıyla uyanmaktır. ve tabi bir de pazar gününün sıkıcılığı eklenince üstüne **
annenin aynı tonda ve aynı vurgulayama ısrarla sizi uyandırmak istemesi. ama bu ses tonunda ne kalınlaşma olur ne de incelme. tabi bunu yaşarken cinnet geçirmeye yakın olursunuz, sonra da olsa da yine öyle kaldırsa diye iç geçirirsiniz.
rutin sesle isminin haykırılması.bu durum bir süre sonra vücutta biyolojik saat oluşturur.haykıracak olan kimsenn gelmesine yakın tilki uykusuna yatılır kapı açılır açılmaz kalktım demek artık hırsa binmiştir.