Sivi nitrojen dolu bir tanka atlamak olabilir. Yavas olsa bile hicbir sey hissetmezsiniz. Aninda donarak katilasirsiniz. O anda size birisi dokunsa binbir parcaya ayrilirsiniz. Bir gun intihar edersem boyle ederim...
Doğalgaz veya tüptür herhalde. Suda Boğulmakta öyleymiş sanırım. Az biraz su yutunca bilincin kapanıyor zaten. Sonrasını hatırlamazsın. Ama en etkilisi gaz kaçağı.
kendinizi küçük bir odaya kapatıp odadaki oksijen oranını %80 in üstüne çıkarıp oksijeni yakmak. (acı hissetmeye vaktiniz olmadan buharlaşmış olursunuz)
iki seçenek var belki çok hızlı değiller ama acısızlar.
1- karbonmonoksit zehirlenmesi, kapalı alanda araba egzozunu kapatırsın açarsın son şarkını ikinci şarkıyı dinleme şansın olmadan haberin olmadan şuurunu kaybedersin, oksijensiz kalan hücrelerin ölmeye başlar sinir sistemin felç olur iş biter.
2- derinlik sarhoşluğu, bunun kafası hiç bir şeye benzemez, öyledir ki öleceğinizi bilseniz bile eğer badiniz yoksa suyun altında bilinçsiz şekilde ölüme doğru ilerlersiniz, dalmayla uğraşan bir çok kişi bu konuda eğitilir ama bunun kafasının dünyada örneğinin olmaması farkında olmadan sizi alıp diğer tarafa geçirir. şimdiye kadar bu yöntemle ölmemiş olsamda sanırım 5 defa yaşamışlığım var, badiniz sizi 5cm yukarı taşıdığı anda şuurun yerine gelmesi anlatılmaz yaşanılır işlerden biridir.
yutabileceğiniz kadar uyku, kalp ya da artık daha tehlikeli başka haplardan ne biliyorsanız, yutabildiğiniz kadar yutmak yutmak yutmak. belki üstüne vodka, cin, bira, artık neyi seviyorsanız son içtiğiniz içki olabilecek, alkolü içmek. sonra beklemek, etkisini görmeye başladığınız an "elveda hayat, dünya, sevdiklerim" deyip kendine genel anestesi uygulamak.
son hatırladığınız şey bayıldığınız olacaktır dicem, demiyorum tamam.
Kainat yaklaşık 14 dünya ise 3,5 milyar yaşında. Tüm bu devasa sayıların yanında insan ömrü stadyumdaki bezelye tanesi kadar oluyor. Hayatımız o kadar kısa ki bir insan yaşamın farkına varana kadar en az 25-30 yıl tüketiyor. bu süreçte bilumum engenlik dönemi bunalımları, sevgilim sevişmiyor derdi, iş bulamadım sorunsalı arkada kalıyor ve insan "dünya ne garip bir şeymiş amk" diyerek kendi zihnini az da olsa tatmin etmeye girişiyor. Bu süreç bize yapısal olarak kendi gözümüzle dünyaya baktığımız için uzun geliyor. Ancak dünya bırakın yapısallığı, bütün felsefi terimleri siktir edip yine bize baksa göremez. göremez çünkü, 80 yıllık insan ömrü onun için hiçtir. koca bir hiç.
Hiç olmanın korkusu insanoğlunu/kızını derin bir endişeyle sarsar. Oysa en büyük mertebedir hiçlik mertebesi. birgün sorarlar nasrettin hoca'ya "hocam sen nesin" diye. hoca "hiç" der. "nasıl hiç hocam, bak ben koskocaman valiyim. hiç olunur mu ya?" der adam. hoca "vali olduktan sonra ne olacaksın" diye sorar. adam" bakan olurum herhalde" der. "bakandan sonra peki?" der hoca. adam "başbakan belki" der. hoca "ya daha sonra" diye sorar. adam "cumhurbaşkanı bir ihtimal" der. hoca "ya sonra" diye sorunca. adam "hiç" der. hiç... üretim ilişkileri içinde, emeğimize yabancılaştığımız bu dünyada hiç olmak kadar korkunç bir şey yoktur. hiç olduğumuzda kaçarız, belki de bu hayatta "hiç" olmamış olmayı dileriz ve kıyarız canımıza.
Be hey kardeşim. takma kafana intiharı. bak nasıl olsa doğa sana bir güzellik yapmış ve seni sınırlı bir ömre tabi tutmuş. seviş, yaşa, öğren, gez... dünya'da yaşanacak tüm acılar yaşanmış test edilmiştir. bütün testler sonucunda bu acıları izler alarak atlatan insanlar vardır. geçer o acılar, "delerde geçer" ama geçiyor işte. sen ölmeyi düşünüyorsan en acısız ve hızlı ölüm şekli yaşamaktır. ölüm döşeğinde hayat o yüzden bir anlık gelirmiş insana.