ancak akraba evliliği sonucu doğmuş bir çocuğun savunabileceği iddiadır. bu çocuk "akraba evliliği çocuğusun sen, pislik! git buradan.." diye dışlanmış olacak ki böyle bir önermede bulunmuş. lan biz seni dışlamayız, gel sen. canım benim yaaa.. nasıl da takmış kafasına, neler de uydurmuş, kıyamam. falan ve filan.
dönemin şartlarında peygamberlik soyunu dallandırıp budaklandırmamak için yapılan bir davranışı 21. yüzyılda sırf sünnet olduğu için yapmak armadilloluktur, koalalıktır.
bundan 2500-3000 yıl kadar önce kahire'de başımdan geçen bir hikayeyi anlatmak istiyorum. çok sevdiğimiz bir firavun vardı. bu firavun uzun süre papirüsleştiği bir kızla görüşmüş ve birbirlerini sevmişlerdi. tek sorun kızın firavun soyundan değil de mançurya'lı göçmen soyundan gelmesiydi. bu şekilde bir izdivac firavun ailesine yabancı birinin girmesi, ailenin kanının bozulması demek olacağı için aile meclisi toplandı ve firavun'u o kızdan ayırmaya karar verdi. bunun üzerine firavun sevdiği kızı alarak saraydan ayrıldı ve seraba 0, sahra manzaralı evimize sığındı. uzun süre sakladık sonra öldü diye haber yaydık estetik mumyalama falan yaptık tanıyamadı kimse. evlendiler mutlu mesut yaşadılar.
meğer aynı şeyler 21 yüzyılda da oluyormuş. hey maşallah tabi genetik çeşitliliği kim ne yapsın. hatta her aileye bir ada verelim kendi içlerinde çoğalıp gelişsinler ne güzel. başka aileden biriyle evlenip ne yapacak? kim çıkarır böyle ecnebi geleneklerini bilmem ki.
yobaz önermesi değildir. bizzat kuran ı kerim'e göre allah müslüman kullarına amca-dayı-hala ve teyze kızlarını helal etmiştir. din yalanlarına inanır da adem ve havva'ya kadar geri gidersek, onların da kız ve erkek çocuklarının birbiri ile evlenip kardeşleriyle cinsel ilişkiye girdiğini hatırlarız.
bir müslümanın kimlerle evlenemeyeceği ise nisa suresi 23. ayette bildirilmiştir:
"analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur. kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir..."
islam dinine göre elbette en hayirli evlilik akraba evliligidir. buyur: ahzab suresi 50. ayette, "ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kıldık...", ki bu ayet üzerine hz muhammed halasının kızı zeynep ile de evlenebilmiştir. gerçi ayet indiğinde zeynep, islam peygamberinin evlatlığı zeyd bin harise ile evliydi ve peygamberin gelini konumundaydı ama allah peygamberin zeynep ile evliliğini onayladıktan sonra zeyd ne yapabilirdi ki? çok sevdiği eşini boşadı elbet. ondan sonra da zeyd peş peşe savaşlara gönderilmeye başlandı ve nihayetinde sonuncusunda öldü, ki hz muhammed huzur buldu.
(bkz: sevgilinin eski kocasını ortadan kaldırma yöntemleri)
günümüzde, akraba evliliği yapmanın ne kadar yanlış olduğunu, sakat doğumlara sebebiyet verdiğini bilmeyen yoktur sanıyorum. ama evrensel olduğu iddia edilen, tüm insanlığa allah tarafından gönderildiği iddia edilen bir kitap bu gerçeği bilmiyor olacak ki yakın akrabalarınız ile evlenebilirsiniz diyor. domuz etini ve makul ölçüde alındığında insana bilakis faydalı olan içkiyi yasaklayan yüce bir yaratıcı, her şeye kadir bir allah, sakat doğumlara sebebiyet verecek ve kullarının acı çekmesine yol açacak yakın akraba evlililiğini sakıncalı bulmuyor ama ne alakası varsa süt kardeşlerin evlenmesini haram kılıyor. tüm evreni yaratan bir gücün tıp bilgisi konusunda böylesine bilgisiz olması mümkün müdür, elbette değildir. ancak peygamberim iddiasıyla ortaya çıkan ve ilkokul seviyesinde matematik bilgisi olan* bir çöl bedevisinin bu derece bilgisiz olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.
nihayetinde tüm dinler bir masaldır. erkek şehvetini tanrısal bir maske ardından gidermeye çalışanlar ise gerçek şeytanlardır. insan erdemli olmalı, hayatı sorgulamalı, yalandan gerçeğe varmalı ve faziletli bir yaşama kavuşmalıdır.
bir an için başlığı açan yazarın doğru söylüyor olabileceğini düşündüm, şans vermek istedim belki ve birkaç site gezdim. birini paylaşayım dedim. buyrun;
Türkiye gibi akraba evliliklerinin yoğun olduğu ülkelerde, sakat bebek doğumları çok sık görülmektedir. Akraba evliliklerin görülmesinin sebepleri arasında genellikle, aileye ait mal varlığının dağılmaması, aile bireyleri arasındaki sevgi ve saygıyı korumak, akrabaların evlilik ve sosyo ekonomik beklentilerinin aynı olması ve karşı cinsle rahat iletişime girememe gibi etkenler sayılabilir. Akrabalar arasında yapılan evliliğe endogami denilmektedir.
Kalıtımın taşıyıcısı genlerdir. Bizler nesiller öncesinden gelen atalarımızın bize hediye ettiği genetik kalıtımla yaşama başlamaktayız. Vücudumuzun büyüyüp gelişmesi ve çalışması genlerimizin kontrolü altındadır. Yaşamın temel taşı olan genler, bir DNA molekülünündeki belirli bir özellik içeren kesitine verilen addır. Her bir gen ya da birkaç gen kümesi bizdeki bir özelliğin bilgisini içerir. Anne ve babadan eşit olarak geçen genler, bizdeki tüm yaşam duvarlarını örer. Genler hücrelerde bulunan kromozomların kısımlarıdır. Dolayısıyla genler, kromozomlarla birlikte çoğalarak, hücre bölündükçe yeni hücrelere geçerler. Kişide her genin, biri anneden biri babadan gelmiş olan iki kopyası (aleli) bulunur. Bazen genin bir kopyasının yapısı bozuktur ve bu bozuk kopya yüzde elli olasılıkla çocuğuna geçer. Bozuk bir gen, kişinin bazı vücut işlevlerinin bozulmasına neden olur.
Bir karaktere ait olan özelliğin diğerine baskın olması halinde o karaktere baskın (dominant) gen , baskın olmayan gene resesif (çekinik) gen denir. Bir karakterin çıkması, iki aynı gen frekansının karşılaşması demektir. Eğer bir hastalığa ait gen (resesif) anneden aktarılırken, babadan da aynı (resesif) gen ile karşılaşırsa o hastalık mutlaka doğacak olan çocukta çıkacaktır. Eğer , anneden resesif gen, babadan da dominant gen karşılaşırsa bu sefer doğacak çocuk da tıpkı anne ve babası gibi hastalığın taşıyıcısı olacak, ama o hastalık açığa çıkmayacaktır. Aynı karakterde iki resesif genin karşılıklı gelmesi çekinik alleller sonucu hastalık çıkar. Anne ve babadan iki baskın gen (dominant) alan çocuk (baskın alleller) ise tamamen sağlıklıdır.Dolayısı ile, akraba evliliklerinde aynı gen yapısına sahip olan ailede , resesif genlerin birbirleriyle karşılaşma ihtimalleri, daha fazla olacaktır.
Buna örnek olarak kahverengi ve mavi göz renklerini ele alalım. Kahverengi göz rengi dominant gen (baskın) olsun , diğeri için de mavi ise (çekinik) resesif gen diyelim. Anne-babadan birinin göz renginin mavi (m), diğerinin kahverengi (K) olduğunu düşünelim.
Bebekler anne-babalarından kalıtımla; kahverengi-kahverengi (KK), kahverengi-mavi (Km), mavi-kahverengi (mK) ve mavi-mavi (mm) genler gibi dört ihtimal almış olurlar. ilk üç durumda bebeğin gözleri kahverengi (baskın renk olduğu için), son şıkta ise mavi (çekinik renk olduğu için) olacaktır.
KK=K Km=K mK=K mm=m
insanlar birçok kalıtsal hastalığın genini taşır. Normal aile yapısında da hamilelikte çocuğun hastalıklı doğma olasılığı %25, taşıyıcı olma olasılığı %50, genin bozuk kopyasını hiç almamış olma olasılığı ise %25'tir. Akraba evliliklerinde aynı soydan geldikleri için anne ve babanın aynı genin bozuk kopyasını taşıma, yani hastalığın taşıyıcısı olma olasılığı çok yüksek olduğundan çocuklarında hastalıkların oluşma şansı çok daha fazladır.
işte akraba ile evlenme, zararlı baskın ve çekinik genlerin üst üste gelerek frekanslarının çakışması sonucu ortaya çıkma ihtimalini artırdığından genetik hastalıkların görülmesine yol açabilmektedir. Bunların çocukta görülmesi için ana ve babanın her ikisinin de en az bir zararlı çekinik gene sahip olması gerekir. Biraz önceki göz rengi örneğinde olduğu gibi, mavi göz renginin çekinik genleri, hem anneden hem babadan gelirse, çocuk mavi gözlü olacaktır. Dolayısı ile akraba evliliklerinde aynı gen yapısına sahip olan ailede, zararlı (resesif) genlerin birbirleriyle karşılaşma olasılığı fazla olacaktır. Akraba ile evlenme, kalıtımla geçen hastalıkların bulunduğu ailelerde bu yönden sakıncalıdır. Böyle durumlarda bazı çekinik genler çakışabilecek ve böylelikle hasta çocukların doğma ihtimali artacaktır. Hastalığın çıkması, iki resesif genin karşılık olarak bir araya gelmesi demektir. Bilindiği üzere resesif genler hastalık taşıyan genlerdir.
Ailede genetik dağılım ,erkek ve kız kardeşlerde, genellikle genlerin yarısı birbirinin aynıdır. Gen ortaklarının oranları, akrabalık uzaklaştıkça küçülür. Torunlar, dede ve ninelerin dörtte bir genine sahiptir. Yeğenlerin genleri ise, genellikle amca ve halalarının, dayı ve teyzelerinin dörtte bir genine eşittir. Daha uzak akrabalıklarda bu oran, kardeş çocuklarında olduğu gibi sekizde bire düşmektedir.
Kan uyuşması çözüm müdür?
Akraba evliliğinde Kan uyuşmazlığı kan grubu ile değil kanınızdaki Rh faktörü ile ilgilidir. Yalnızca kadının Rh - , erkeğin ise Rh + olduğu durumlarda oluşabilir. Kan gruplarının uyuştuğu hallerde doğum sonrasında çocuklarda kalıtımsal hastalıklar görülmüştür.Erkekte bulunan Rh faktörünün genetik aktarımla ana karnındaki fetüste ortaya çıkması anne ile bebek arasında bir kan uyuşmazlığının ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Günümüzde akraba evliliklerinde en çok görülen hastalıklar; zekâ geriliği (fenilketonüri), Akdeniz Anemisi, Alzeimer, Parkinson, Huntington hastalığı ve nöron ölümüdür, özürlü ve ölü doğumlar da bu örnekler arsında sayılmaktadır. *
mustafa sezgin isminde biri kaleme almış bu yazıyı. keşke birileri de başlık açmadan önce biraz araştırma yapsa.
ayrıca multifaktöriyel kalıtımla geçen hastalıklar alzheimer , şizofreni ve diabet vs. gibi hastalıklarda toplum riskine göre birinci dereceden akrabaların 20-40 kat daha fazla riske sahip olduğu söylenmekte. ikinci ve üçüncü dereceden akrabalarda ise toplum riskiyle eş değer. zaten anne baba ve kardeşle evlenmeyeceğinize göre multifaktöriyel kalıtımla geçen hastalıklarda risk için değil ama otozomal resesif hastalıklarda eğer iki birey taşıyıcı ise %25 hasta çocuk ki bazı durumlarda letal * %50 taşıyıcı çocuk ve %25 sağlam çocuk olma durumu vardır.