böyle midir acaba? sizin canınızı yakan, içinizi acıtan onlarca duruma karşı susmak, içerleyip de ağzı açmamak, çözüm müdür?
"en büyük tepki tepkisizliktir" sözünü, cesaretsizin birisi uydurmuş olamaz mı? ya da, "önemli olan kalp güzelliğidir sözü, çok çirkin bir kişiye ait olamaz mı?
bu duruma takıldım ama. bozuk plak gibi. ve galiba bozuldum. tamire ihtiyacı var ruhumun. susuyorum galiba. ağzımı açmıyorum çünkü. ya da sustuğumu sanıyorum en azından. sustuğumu sanıyor, gürültüye alışık budalalar.
oysa, susarak konuştuğumu sanıyorum ben. konuşarak adam dövme yeteneğimin olduğunu bildiğim gibi.
ama, merak ediyorum hep. anlamı olsun istiyorum susuşlarımın. suskunluğum, anlam kazansın istiyorum. onun içindir ki hep soruyorum:
hayatı böyle susarak yaşamaya başlarsanız verem'e yakalanırsınız boşa ince hastalık dememiş atalarımız... her şeye susmak mantıksız olsa gerek... sus sus nereye kadar... belki tepkilerin en güzeli olabilir ama her tepki de susarak verilmemelidir...
en etkili psikolojik silahtır. kime karşı kullanılırsa kullanılsın başarılı olur. ayrıca suçlu bir erkeğe verilecbilecek en büyük cezanın yüzde ellisini teşkil eder ki, kalan yüzde ellide erkeğin karşısında sessizce ağlamaktır. ikisi birlikte yapıldığında gözünüze kestirdiğiniz her erkeği intiharın eşiğine getirebilirsiniz.
eğer karşındaki anlattıklarını anlamayacak biriyse susarsın..kelimeleri boşa harcamanın bir anlamı yok.karşındaki kişi o an anlamasa da aradan zaman geçince o sırada neden sustuğunu anlar.tabi iş işten geçmiştir o ayrı.
hiç de öyle değildir. aksine insanı daha da derin durumlara götürür. en iyisi haykırmaktır. hatta bu haykırma işlemi bayağı kalabalık bi ortamda yapılmalıdır. ama bu haykırışı yapan bünye daha sonra aa deliye bak gibisinden sesler duyabilir. hazırlıklı olmalıdır.