en güzel şiirler

entry260 galeri1 video3
    99.
  1. hiç yazılmamış olanlardır.
    0 ...
  2. 100.
  3. atilla ilhan :yağmur kaçağı
    1 ...
  4. 101.
  5. bir şiir tutkununa en zor şeyi sormak, yazılmış en güzel şiir, çok ama çok neyse. bana göre,turgut uyar ın bütün şiirleri, nazım hikmet in bütün şiirleri, orhan veli ve cemal süreya nın bütün şiirleri ve böyle gider.
    1 ...
  6. 102.
  7. mevlana ''etme''
    can yücel ''seke seke''.
    0 ...
  8. 103.
  9. Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım.. uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

    Sen Bay(an) Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri *
    0 ...
  10. 104.
  11. (bkz: istiklal marşı)
    en güzeli olmasa da anlamlılardan;
    dogdugumda siyahtım.
    büyürken siyahtım.
    güneşe çıktıgımda siyahtım.
    korkunca siyahtım.
    hastayken siyahtım..
    ...öldügümde hala siyahım...

    ve sen beyaz çocuk...

    dogdugunda pembesin.
    büyürken beyazsın.
    güneşe çıktıgında kırmızı.
    üşüdügünde mor.
    korktugunda sarı.
    hastayken yeşil.
    öldügündede gri'sin.

    sen şimdi bana renklimi diyorsun???
    0 ...
  12. 105.
  13. 106.
  14. 608

    senin için yalnız bıraktım kendimi.
    neşterden bozma bir tahterevalli üzerindeyim de
    kimseyle oynamak istemiyorum sanki
    kimse yok karşımda
    buna rağmen yerde karşımdaki oturak,
    evet yerde! hem boş hem yerde!
    havada olan benim havada asılı olan!
    ben varsam bir ağırlığım da olmalıydı halbuki benim
    yanlış mı?

    eksik buluyor musun hiç göremediğin yerlerini?
    buluyorum ben
    "nasılsın"; diyorlar mesela
    iyidirdiyorum ne olsun,aynı
    sonra diyorum ki kendime
    "ben istenmiyor olmakla ilgiliyim"

    bi kaç bir şey var hiç unutmuyorum
    bi kere karşılaştık ya hatırlıyor musun ne kadar güzeldi
    eski sevgililer neden arkadaş olamasın tadındaydı gerçi ama güzeldi
    sen çok güzeldin
    geceydi,evine kadar yürüdük
    yoruldun çok
    hafif kızardı yanakların
    azıcık alkollüydün
    özlemiş gibiydin üstelik beni
    çok konuşmadın
    bi kaç bir şey anlattın ki önemsemiyordun anlattıklarını
    ama gözlerin parlıyordu,anlatabiliyor olmayı sevmiş gibiydin
    "nasılsın" dedin sonra birden
    gerçekten "nasılsın" diyordun
    "iyidir" dedim ben
    "ne olsun,aynı"demedim
    çok mutluydum çünkü
    utanmasam ağlayacaktım

    o kadar yakın mıydı senin evin çok çabuk varmadık mı?
    çok mu hızlı yürüdük ki ben mi hızlı yürüttüm seni?
    ve sen o apartmana ne zaman girdin de ne zaman söndü o ışık?
    sonra ben dedim ki kendime
    "ben istenmiyor olmakla ilgiliyim"
    utanmadım ağladım

    nasılsın Su?mutlu musun?
    büyüksün benden farkında mısın
    havada olan benim havada asılı olan
    artık debelenmiyorum ayna önünde iyi göründüğüm bi açı yakalayana kadar
    kabullendim bile sayılır çirkinliğimi
    temizlemiyorum odamı
    heyecanla uyanmıyorum
    "nasılsın" diyorlar mesela
    "iyidir" diyorum
    "ne olsun aynı"

    senin için yalnız bıraktım kendimi
    fedakar aşık tadında değil yada aklanmaya çalışan yahuda tadında
    öyle bıraktım işte elimde olmadan
    hiçbir şey talep etmeden bıraktım
    hatta bir ölü nasıl aklayamazsa kendisini
    öyle

    bi kaç bir şey var hiç unutmuyorum dedim ya
    terminalleri de unutmuyorum
    sen giderken daha soğuk olurdu terminaller
    ağlardın bazen,ben ağlamazdım
    bir mecburiyeti çoktan kabullenmiş hatta o mecburiyete alışmış gibi susardım.
    güçlü biri gibi susardım ki
    yemin ederim kimsenin yanında senin yanında hissettiğim kadar güçsüz hissetmezdim kendimi
    (bilmiyorum güçsüz mü doğru kelime aciz mi)
    bu her zaman böyleydi
    en çok terminallerde böyleyi bu
    kıskançlık krizi oldu sonra böyleydi bu dediğimin adı
    yemin ederim olsun istemedim ben kendi kendine oldu
    depresyon oldu sonra
    oldu işte bir şeyler
    neticede ben unutmuyorum terminalleri ki
    ne zaman gitsem o terminallere(sadece gitmek zorunda olduğum zamanlarda gidiyorum)
    çatlaklar görüyorum yerlerde
    büyük bir hüzün görüyorum o çatlaklardan havaya karışan
    neden kimse görmüyor bunu da bir ben görüyorum?

    ve Su,
    bir mecburiyeti çoktan kabullenmiş hatta o mecburiyete alışmış gibi
    yalnız bıraktım kendimi senin için
    sıfır altı gün sıfır sekiz gece sustum önce
    sonra "iyidir"dedim "ne olsun aynı"
    ve bakıp aynada gittikçe çirkinleşen yüzüme
    "ben" dedim "ben istenmiyor olmakla ilgiliyim"
    ve Su,
    alıştım ben
    alıştım...

    hatta evrenin bütün yalnızlıklarını üstüme alındım

    (bkz: emre aydın)
    0 ...
  15. 107.
  16. Bir çocuk şarkısı

    kutu kutu pense taşırdım yanımda, hatalarını onarmak için.
    bir de elmam olurdu, acıktığında yersin diye alırdım yanıma.
    ya hayat arkadaşım bir gün bana arkasını dönerse? ağlıyorum için için…
    yanında oldum her zaman bilirsin hayat boyu.
    içimde ürkek bir titreme düşünüyorum koyu koyu.
    öyle bir sevmişim ki seni bilemezsin. “ama şurası eksikti” diyemezsin.
    tam tekmil sevdim seni eminim.
    hastalıkta sağlıkta senin yanında olmaktı yeminim…
    yağ sattım bal sattım, yine de aldım en beğendiğin ayakkabıyı.
    hevesin geçince çöpe attın, öldürdün bu talihsizlik ustasını…
    dilim kopaydı da “seviyorum” demeseydi sana…
    gerçi kalp sevince dil neylesin? onu da koparamazdım ya.
    koca ömrüm heba oldu ya, sağlık olsun ya…
    portakal istedin bir gece yarısı hiç unutmam.
    ama gönlünü edemeyince uyuyamam.
    çulsuzum, param da yok ama bir yalan uydurup ikna etmiştim manav hayri’yi…
    soydum, başucuna koydum. bir teşekkür etmedin ama olsun en azından rahat uyudum.
    böyle geldi geçti hayat, sana hep fırından yeni çıkan ekmeği yedirirdim, bense bayat…
    bir gün adıyla ekmeğe bir yağ sürüp vermesen de, mutluydum yinede.
    kahvaltı sofrasındaki gülücüklerini izlemek yeterdi.
    mini mi mini bir kuş konmuştu bir gün penceremize.
    merhametini ilk o zaman görmüştüm. kıyamadın aldın ya onu içeriye, çok şaşırtmıştın beni.
    bu kadın mıydı bana bir gün olsun minnet duymayan?
    bu kadın mıydı gözlerine baktığımda değersizliğimin yansımasını gördüğüm?
    kuş kadar olamamıştım anlaşılan senin gözünde. yalan yok kıskanmıştım minnacık kuşu.
    pırpır edip canlanmasına izin vermeden ezmiştim ya onu, hala kulaklarımda o nefretle “aptal!” deyişin.
    anılarımda canlanır yaptığım her hata da senin sesinden yankılanan o “aptal”…
    sevmedin belki de beni hiç ama hep mutlu görürdüm seni. buydu tek tutunacak dalım.
    “kusura bakma başkasını seviyorum” diyene dek.
    hep mi talihsizliği işaret ederdi benim kahve falım?
    seninle geçen her yıl için bir kurşun saydım ömrüme tek tek…
    geriye pek bir şey kalmadı zaten. doktor en fazla altı ay yaşarsın dedi ama sanmam.
    senin için yazmayı bile beceremediğim bir şiirden sonra ölürüm herhalde.
    biliyor musun akıllandım artık, hiçbir yalana kanmam…
    ölüyor olsam bile dayanamam koşa koşa yetişirim son nefesimde, sen yeter ki gel de…
    ve bir gün geldim eve, her zaman ki gibi kimse yok…
    dolaptaki ilaç gözüme takılır. dedim ya akıllandım artık diye,
    “aptal!” falan değilim senin o gün dediğin gibi. şeker falan sanmadan bitirdim hepsini.
    ne kurtarmaya gelecek bir annem vardı,
    ne de “aptal!” deyip yaptığımdan utandıracak bir "sen"
    0 ...
  17. 108.
  18. Öyle bir hayat yaşıyorum ki,

    Cenneti de gördüm, cehennemi de

    Öyle bir aşk yaşadım ki

    Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.

    Bazıları seyrederken hayatı en önden,

    Kendime bir sahne buldum oynadım.

    Öyle bir rol vermişler ki,
    Okudum okudum anlamadım.

    Kendi kendime konuştum bazen evimde,

    Hem kızdım hem güldüm halime,

    Sonra dedim ki "söz ver kendine"

    Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,

    Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,

    Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.

    Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayati seyredersin.

    Öyle bir hayat yaşadım ki,

    Son yolculukları erken tanıdım

    Öyle çok değerliymiş ki zaman,

    Hep acele etmem bundan, anladım...

    Nietzsche
    1 ...
  19. 109.
  20. Unut! Sana tüm yazdıklarımı,

    Umut, anlatır yalnızca, sana hissettiklerimi,

    Sevgi mi? Özlem mi? Terkedilmek mi bu? Belki de bambaşka,

    ikimizden birinin sahip çıkması gerekliydi bu aşka,

    Sahip çıkabilirdim ben, evet öyle düşündüm,

    Fakat yanıp tutuşurken senin için, buz kesmişti duygularım,

    Hiç ulaşamadığım, varlığından haberdar olduğum tek "düş"ümdün,

    Biz yok artık! Yıpranmış hayallerim, uzağımda sen ve biçare ben varım,

    Zihnimin derininde sessizliğe gömdüm seni,

    Unutmak mı? Haşa! Gözlerime yumdum seni,

    Sen öğrettin özlemi ve yaşattın bana,

    Dinle beni, ne olur sözlerimi atma yabana,

    Herşeye rağmen karanlığın üzerine gün gibi doğacaktık,

    Seninle biz sevgili değil, SONSUZLUK olacaktık....
    1 ...
  21. 110.
  22. ANNABEL LEE

    Seneler,seneler evveldi;
    Bir deniz ülkesinde
    Yaşayan bir kız vardı,bileceksiniz
    ismi Annabel Lee;
    Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten
    Sevmekden başka beni.

    O çocuk ben çocuk,memleketimiz
    O deniz ülkesiydi,
    Sevdalı değil karasevdalıydık
    Ben ve Annabel Lee;
    Göklerde uçan melekler bile
    Kıskanırdı bizi.

    Bir gün işte bu yüzden göze geldi,
    O deniz ülkesinde,
    Üşüdü rüzgarından bir bulutun
    Güzelim Annabel Lee;
    Götürdüler el üstünde
    Koyup gittiler beni,
    Mezarı ordadır şimdi,
    O deniz ülkesinde.

    Biz daha bahtiyardık meleklerden
    Onlar kıskandı bizi,_
    Evet!_bu yüzden (şahidimdir herkes
    Ve o deniz ülkesi)
    Bir gece bulutun rüzgarından
    Üşüdü gitti Annabel Lee.

    Sevdadan yana ,kim olursa olsun,
    Yaşça başca ileri
    Geçemezlerdi bizi;
    Ne yedi kat gökdeki melekler,
    Ne deniz dibi cinleri,
    Hiçbiri ayıramaz beni senden
    Güzelim Annabel Lee.

    Ay gelip ışır hayalin eşirir
    Güzelim Annabel Lee;
    Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar
    Güzelim Annabel Lee;
    Orda gecelerim,uzanır beklerim
    Sevgilim,sevgilim,hayatım,gelinim
    O azgın sahildeki,
    Yattığın yerde seni .

    Edgar Allan POE

    Çeviren : Melih Cevdet ANDAY
    3 ...
  23. 111.
  24. 112.
  25. 113.
  26. varsa sevginden uzakta yaşayan,
    yaşamıyordur o ya resulallah,
    varsa senin yolundan gitmeyen,
    o çilededir ya resulallah,
    varsa aşkın için sana yönelmeyen,
    çıkmaz bir yoldadır ya resulallah,
    ismin ile cismin ile kurban olunası kara gözlerinle,
    sen ne güzelsin ya resulallah...
    0 ...
  27. 114.
  28. 'mesafeler birleştirdi bizi bir de sözler
    razı olma hiçbir sessizliğe
    biliyorsun seni seviyorum'

    şu kadar işte. bu kadarcık. duygular kesin, gerisi belirsiz.
    (bkz: cemal süreya)
    2 ...
  29. 115.
  30. henüz yazılmamış olanlardır.
    3 ...
  31. 116.
  32. --spoiler--
    mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter,
    yalnızlık gittiğin yoldan gelir
    --spoiler--
    0 ...
  33. 117.
  34. Gitmek mi delisin,
    beklememdir burada deniz.
    gitmek gibi geleceğim
    denizin delisine
    delinin denizi gibi
    o ne kadar giderse.
    0 ...
  35. 118.
  36. 119.
  37. bir kadın var
    adı bana özel,
    şaka lan ben mi koydum adını da
    bana özel olsun.
    gayem biraz artistlik yapmaktı
    ama onu da beceremedim
    kadın var, evet
    güzel de bir kadın.
    hani yolda yanımızdan geçerken
    arkasından bakıp bakıp
    yanımızdaki arkadaşımıza
    "oğlum çok güzel kızlar var lan"
    dedirten türden bir kadın.
    o kadın ki,
    tırt fransız sanat filmlerini sevse bile
    yine de vazgeçiremedi beni kendinden
    hem de yay burcu kadını olduğu halde?
    onu boşver,
    ah müjgan ah'a kötü dedi de
    yine de sesimi etmedim.
    bu şiir,
    birine hediye almaya
    paranız yada vaktiniz yetmezde
    sikimden kağıda bişey çizip/yazıp veririsiniz ya
    aynen öyle bişey.
    doğumgünün kutlu olsun
    mutlu ol senelerce
    sana sikko bi şiir yazdım
    okursun gecelerce
    sen bayık sanat filmi izle
    günlerce
    ben yeşilçamda iyiyim
    hiç beni bekleme...
    * bence güzel yani. *
    1 ...
  38. 120.
  39. 121.
  40. 122.
  41. bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet

    sen say ki
    ben hiç ağlamadım
    hiç ateşe tutmadım yüreğimi
    geceleri, koynuma almadım ihaneti
    ve say ki
    bütün şiirler gözlerini
    bütün şarkılar saçlarını söylemedi
    hele nihavent
    hele buselik hiç geçmedi fikrimden
    ve hiç gitmedi
    bir topak kan gibi adın
    içimin nehirlerinden
    evet yangın
    evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
    evet kaybetmenin o zehirli buğusu
    evet nisyan
    evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
    sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
    bu sevda biraz nadan
    biraz da hıçkırık tadı
    pencere önü menekşelerinde her akşam

    dağlar sonra oynadı yerinden
    ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
    sen say ki
    yerin dibine geçti
    geçmeyesi sevdam
    ve ben seni sevdiğim zaman
    bu şehre yağmurlar yağdı
    yani ben seni sevdiğim zaman
    ayrılık kurşun kadar ağır
    gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
    yine de bir adın kalmalı geriye
    bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
    aynaların ardında sır
    yalnızlığın peşinde kuvvet
    evet nihayet
    bir adın kalmalı geriye
    bir de o kahreden gurbet
    beni affet
    Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç.
    2 ...
  42. 123.
  43. Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Şöyle diyebilirim; "Gece yıldızlarla dolu"
    Ve yıldızlar masmavi, titreşiyor uzakta
    Şarkılarla dönüyor gökte gece rüzgarı
    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara
    Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
    Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
    Sevdi beni o, ben de bir ara onu sevdim
    O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama?
    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
    Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi
    Ota düşen çiy gibi düşmekte şiir cana
    Ne çıkar sevgim onu alıkoyamadıysa?
    Gece yıldız içinde, o yakın değil bana
    Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri
    Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
    Gözlerim arar onu, sanki yaklaşmak ister
    Yüreğim arar onu, o yakın değil bana
    Aynı gece ağartıyor aynı ağaçları
    Bizler, ah, o zamanki bizler değiliz ama
    Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
    Sesim arar rüzgarı, ulaşmak için ona
    Ellere yar olur, öpmemden önceki gibi
    O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
    Artık sevmiyorum ya, severim belki yine
    Ne uzundur unutuş, ah ne kısadır ayrılık
    Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
    Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
    Belki bana verdiği son acıdır bu acı,
    Belki son şiirdir, bu yazdığım şiir ona.

    (bkz: pablo neruda)
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük