Leyla ela gözlü bir çöl ahusu
Saçlari bahtindan daha siyahtir .
Kurmus diye sevda yoluna pusu
DöktUgu goz yasi cektigi ahtir.
Leyla ela gözlu bir çöl ahusu
Ahmet Hamdi Tanpinar
Hasret yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
Belini sarmayalı gözünün içinde durmayalı
Aklınin aydinligina sorular sormayali
Dokunmayali sicakligina karninin
Yuzyildir bekliyor beni bir sehirde bir kadin
Ayni daldaydik ayni daldaydik
Ayni daldan düştük ayrildik
AramIzda yüzyılik zaman yol yuzyillik
Yüzyildir alacakaranlikta kosuyorum ardindan.
Nazim hikmet
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı.
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun incitme, yazıktır atanı.
Verme dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
atalarım bana kadınlara gökyüzünü
gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler
sen kürekleri yağlı urganları
geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun
sana ellerimle dokunarak gözlerimle okşayarak
göstermek istedim
rüzgarla şişen beyaz yelkenleri
ama senin vaktin yoktu
ben bunu hiç anlayamadım
kavmimin kadınları bana öğretmediler ki
bazı kadınların beyaz apoletlerden daha çok
siyah apoletleri sevebileceğini.
sana sesleniyorum
ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarına
toplanmış kan pıhtılarını seyrediyor
kürekleri bırakmıyorum
önce yücelttiğin sonra terk ettiğin aşkın onuru için
kalemi bir an elimden düşürmüyorum
ankara kalesinin önünde
sana sesleniyorum.
ey doğru yolun yolcusu çaresiz kalma
çıkma kendinden dışarı serseri olma
kendi içine sefer et erenler gibi
sen görenlerdensin,dünya seyrine dalma.
(bkz: ömer hayyam)