vakitli ölümdür. vakti mi olur bunun, evet olur. sizden önce ölmemesi gerekenleri yeterince koruyup, kollayıp elinizden geleni yaptıktan sonra ölmektir. temenniden öteye gitmez, çünkü sırası yoktur.
sadece bir tek kişi var ise son nefesinin saniyelerinde gözlerine bakıp küçük gülümsemenin arkasında yaşanmışlıklara şahit ve o an sadece iki kişinin aynı frekansta olabilmesidir.
sevdiğin insanla birlikte gözlerini kapatmak ve sessizce son nefesini vermektir. tatlı bir huzurla birlikte yaşlandığın günleri gözünün önünden geçire geçire. birlikte yaşadığın zamanın kırıştırdığı yumuşak yüze dokuna dokuna. hala karşında o seni seven bakışları ilk tatlılığıyla göre göre. ölmek değildir aslında bu, yeni bir başlangıca birlikte adım atmak gibidir. yeniden gençliğe dönmek gibi...
Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber...
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Öleceğiz müjdeler olsun, müjdeler olsun!
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!
Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse;
Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse!
O demde ki, perdeler kalkar, perdeler iner,
Azraile hoş geldin, diyebilmek de hüner...
O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın?
Toprağın altındaki saklambaçta var mısın?
Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!
Ufka bakarlar; ölüm uzakta mı uzakta...
Ve tabut bekler, suya inmek için kızakta...
Sultan olmak dilersen, tacı, sorgucu, unut!
Zafer araban senin, gıcırtılı bir tabut!