bir numun ardirdinda bekleyen ruzgar
isiksiz ruhumu sallar da durur. /sezai karakoc
bir saklayan vardi beni
bir tutan vardi
sana yaklasamazdim
anlayamadigim korkular vardi icimde
hep boyle senible sensiz kalirdim ben. /umit yasar oguzcan
dunyanin butun sabahlarini yanimiza alip da gidelim
hesap etmeden,haritaya bakmadan gidelim./tarik tufan.
ben
senden önce ölmek isterim.
gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mi zannediyorsun?
ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi,
beni yaktırırsın,
odanda ocağın
üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
kavanoz camdan olsun,
şeffaf,
beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
sonra, sende ölünce
kavanozuma gelirsin.
ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
ama
biz
o zamana kadar
o kadar karışacağız ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile
zerrelerimiz
yan yana düşecek.
toprağa beraber dalacağız.
ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak iki çiçek açacak :
biri
sen
biri de
ben.
ben
daha olumlu düşünüyorum
ben daha bir çocuk doğuracağım
hayat taşıyor içimden.
kaynıyor kanım.
yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
ama ölüm de korkutmuyor beni.
yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
içimden bir şey :
belki diyor.
Onun yanında, böyle saatlerce hiç konuşmaksızın, göz göze bile gelmeksizin oturmaktan canım sıkılmazdı. Aynı masada, ayrı şeyler düşünür, bu arada sonsuz çay içerdik. Bizi bir arada tutan şeyin ne olduğunu bugün de çözümlemiş değilim
Ben sana hep üşüyordum,
çünkü kıştım...
Nakıştım, bakıştım,
inkar etmiyorum da.
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım...
Ve lütfen inkar etme,
sana en çok, en çok ben yakıştım...
Özdemir ASAF
Tut ki sen bir şiiri çok iyi yazsan
Ya da çok iyi bir şiir yazsan
Bir saatin aralıksız işleyişi
Bir çocuğun bir sokak kedisini sevişi
Bilmem ki sanki güzel bir akşam gibi
Onun için her akşamı iyi yaşamalıyım
Yani kıskanılan onu
Demek istediğim hepsi..
istanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
istanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle istanbul'da
Yunus temmuz başı yol sonunda elde çiçek bekler,
Sensiz geçen her gün için kapıma çelenk gönder.
Kahır bu adamı yere devirdi kulaklarım sağır,
Hoş sesinle bana bağır, hafiflesin yüküm ağır...
tibet'e git
deveye bin
incili oku
ayakkabılarını maviye boya
sakal bırak
kağıttan bir kanoyla dolaş dünyayı
the saturday evening post'a abone ol
çiğnerken sadece sol tarafını kullan ağzının
tek bacaklı bi kadınla evlen
ve düz bir usturayla traş ol
ve kadının koluna adını kazı
benzinle fırçala dişlerini
bütün gün uyu ve gece ağaçlara tırman
keşiş ol
viski ile bira iç
kafanı suyun altında tut
ve keman çal
pembe mum ışığında göbek at
köpeğini öldür
belediye başkanlığına aday ol
bir varilin içinde yaşa
baltayla kafanı yar
yağmurda lale ek
AMA ŞiiR YAZMA!
çarls bugovzgi
haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
polis kaatilleri arıyordu
deli cafer ismail tayfur ve şaşı
üzerime yüklediler bu işi
sarhoştum kasımpaşa'daydım
vapuru onlar vurdu ben vurmadım
cinayeti kör bir kayıkçı gördü
kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki.
tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor.
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini..
çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri.
rastlaşmamak için elimden geleni yaparım,
bu böyle pek de kolay değil gerçi
alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
bunun verdiği mutluluk da az değil ki..
çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki.
cemal süreya.