en güzel dizeler

    80.
  1. 11.
  2. Bana eksiklerimi sorma..
    'Sen' derim.
    Tamamlayamazsın.
    8 ...
  3. 76.
  4. Şimdi biz neyiz biliyor musun?
    Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
    Birbirine uzanamayan boşlukta iki yalnız yıldız gibi.
    Acı çekiyor ve kendimizle gömülüyoruz.
    Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca.
    Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız.
    Ne kalacak bizden?
    Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim.
    Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında.
    Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden?
    Bizden diyorum ikimizden ne kalacak?

    (bkz: Murathan Mungan)
    7 ...
  5. 2.
  6. 12.
  7. sana bakmak
    bütün rastlantıları reddedip
    bir mucizeyi anlamaktır.
    sana bakmak
    Allah’a inanmaktır.
    7 ...
  8. 14.
  9. şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
    o, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,

    yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
    bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor!

    ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
    gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

    ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhid'i...
    bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...

    sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
    "gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.

    herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
    seni ancak ebediyyetler eder istiab.

    "bu, taşındır" diyerek kabe'yi diksem başına;
    ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

    sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle,
    kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

    mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
    yedi kandilli süreyya’yı uzatsam oradan;

    sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
    uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,

    türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
    gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

    tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
    yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

    sen ki, son ehl i salibin kırarak savletini,
    şarkın en sevgili sultanı salahaddin'i,

    kılıç arslan gibi iclaline ettin hayran...
    sen ki islam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

    o demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
    sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

    sen ki; asara gömülsen taşacaksın... heyhat,
    sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

    ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
    sana ağuşunu açmış duruyor peygamber.

    mehmet akif ersoy
    7 ...
  10. 5.
  11. -ikide bir elini başına götürüp,
    rüzgarda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.
    5 ...
  12. 81.
  13. Her yalnız adamın denize kıyısı vardır.
    Turgut UYAR
    5 ...
  14. 78.
  15. sen hep gülerdin oysa, gülüverirdin
    bir bakardım eğilmiş su içiyor
    gamzelerinden kuşlar.
    5 ...
  16. 9.
  17. delikanlım!
    sen ki, ya bir köşe başında
    kan sızarak kaşından
    gebereceksin,
    ya da bir darağacında can vereceksin.
    iyi bak yıldızlara
    onları göremezsin belki bir daha...
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük