Seni sevdiğim zaman, sevdiğim
yanlarımı unutuyorum. Sen neyi
seviyorsan, ben en çok onu
sevmeye başlıyorum. Ben gitgide
sen oluyorum. Sanki biz sadece
senden ibaretiz. Sen gidersen biz
olmayacak, ben olmayacak sanki.
istiklal üzerimden geçse, canım
yanmayacak sanki. Kısacası
seninleyken hissettiğim duygular,
sen yokken değersiz bir kaldırım
taşı gibi. Sen gitme kal buralarda,
sen olmadan da yaşar oralar.
Gitmek zorunda mısın?
Peki git, ama yanında ki koltuk hep
boş olsun. Yanına kimse oturmasın.
Her hafta yaz olur mu?
Mektupların da dili vardır
sevdiğim. Söyleyemediklerini söyler
onlar.
...
sevdiğim ikinci kadınsın sen
ilkini sevmeye mecburdum, çok iyiliği oldu bana
ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim
sevdiğim ikinci kadınsın sen
ilkinin yerini alman mümkün değil
o öğretti bana sevmeyi,
o öğretmese sevemezdim seni bile,
inan o tuttuğu için ellerimden yürümeyi öğrendim, koşabildim sana..
onun gözlerine benzediği için gözlerin alamadım gözlerimi senden.
sana aşığım, seni seviyorum, sevdiğim ikinci kadınsın sen!
hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu
ve sen her sabahımdasın
kıskanma..
alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir
kalbim şimdi senin
onun kadar sev beni kafi.
o doğurdu, sen öldürme...
aşk için elinden geleni yaptıysan...
bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.
yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz.sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır.
üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "peki o ne yaptı" deme. herkes kendinden sorumludur aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki...
epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da aaaif verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında. üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....
sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun as olan yürektir. yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
aşk oyunu buna derler güzelim seçmelisin birini,
bir şöyle bir böyle derken kaçırıp harcarsın sevgileri
yeni aşk caydırır çoğu zaman aldatır gelen gideni aratır
aşk oyunu buna derler güzelim aklını başından alır.
biz ince bel sütun bacak ela göz için sevmedik güzelim. gümbür gümbür bir yürek diledik kavgamızda. ateşin yanında barut, barutun yanında ateş olasın diye, rakı sofrasında söylenen aci tütün çiğnercesine sevdik, anlayamadılar.