"ve ileyhi turceune" "ve ona döndürüleceksiniz". Dünya gurbetinin bitişini müjdeleyen, bütüne ulaşmayı, bir olmayı, yani tevhidi anlatan ayetlerdendir.
Biz bu Kuran'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber olarak sana aktarıyoruz. Ancak sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın. (YUSUF/3)
Ahzab 50:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
11. Allah yaratışa başlar, sonra onu varlık alanından çekip tekrar yaratır. En sonunda O'na döndürülürsünüz.
evet bu ayetten bir süre etkilenmiştim. sonra baktımki o birdir ve ondan başka yoktura baktım.
bide baktım ki heo o var. üstelik bizim için. big bang oldu bir an sonra uzay genişledi ve genişleyen uzay sonra daraldı
ve biz tekrar döndürülüoruza geldim ezük daha geçince.
sonra bunun sistematik bir ayetler zincirinin parçasını anladım.
fena güzel kafası vardı.
lakin ben hep daha güzelini yaşadım.
yaşayacaktım.
Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması nedeniyle ve mallarından harcamalarından ötürü erkekler, kadınlar üzerinde hüküm sahibidirler. (Ama öte yandan da) saliha kadınlar; gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (hakları), kocasının bulunmadığı zamanda koruyanlardır. Baş kaldırmalarından endişelendiğiniz kadınlara (önce) öğüt verin, (etkili olmazsa) onları yataklarında yalnız bırakın, (o da olmazsa, son çare olarak sınırları aşmamak şartıyla) onları (iz bırakmayacak şekilde, suçlu oldukları hasebiyle) dövün. Size itaat ederlerse sakın aleyhlerine yol aramayın. (Unutmayın ki) Allah (hepinizden daha) yücedir, büyüktür.)
KEHF suresi 28. ayet Diyanet işleri Meali:
Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.
22. Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman;
23. O gün, cehennem de getirilmiştir. insan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda?
24. Der ki: "Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim."
Fecr Sûresi
Bilmeyenler dediler ki: Allah bizimle konuşmalı ya da bize bir âyet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de işte tıpkı onların dediklerini demişlerdi. Kalpleri (akılları) nasıl da birbirine benzedi? Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere âyetleri apaçık gösterdik.
(Sure No:2 Ayet No :118)
Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri peşinden gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah´ın gökten indirip de ölü haldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için (Allah´ın varlığını ve birliğini isbatlayan) birçok deliller vardır.
(Sure No:2 Ayet No :164)
(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah´ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah´ın yardımı yakındır.
(Sure No:2 Ayet No :214)
işte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.
(Sure No:3 Ayet No :66)
Hep birlikte Allah´ın ipine (islâm´a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah´ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O´nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. işte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.
(Sure No:3 Ayet No :103)
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). içinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
(Sure No:5 Ayet No :51)
Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.
(Sure No:5 Ayet No :90)
veee tabiki en sona en etkileyicisini koyacağım
Ikra, bismirabbikelleziy halak. halakel insane min alak.
Oku, yaradan rabbinin adiyla oku. o sizi bir kan pıhtısından yaratti.
not kan pihtisindan kasti ana rahminde nutfeden sonraki evredir.
Kur’anı kerimin bir çok ayetinde insanların çoğunun cahil olduğu ve bu yüzden şirke düştükleri bildirilmiştir. insanların cahil olmaları kendileri için mazeret (kurtuluş) olacak mıdır?
Allah (c.c) şöyle buyuruyor :
"Eğer sen yeryüzünde yaşayan insanların çoğuna uyacak olursan, bunlar seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zanların, sanıların peşinde giderler, sırf tahmin yürütürler." (en'am 116)
“işte! Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf: 40)
“Ne kadar istersen iste, insanların çoğu iman etmezler.” (Yusuf: 103)
“Fakat insanların çoğu bilmiyor.” (Casiye: 26)
“Fakat insanların çoğu şükretmiyor.” (Mü’min: 61)
“Fakat insanların çoğu iman etmiyor.” (Mü’min: 59)
“Buna rağmen insanların çoğu nankörlükten vazgeçmedi.” (Furkan: 50)
“Onların çoğu Allah’a ortak koşmadan iman etmezler.” (Yusuf: 106)
“Onların çoğu haktan hoşnut değildir.” (Mü’minun: 70)
“Oysa onların çoğu akletmezler.” (Ankebut: 63)
“Hamd, Allah’a aittir de! Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Lokman: 25)
“Biz onları, yalnızca hak ile yarattık. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Duhan: 39)
“Onun (asıl) koruyucuları sadece korkup sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.” (Enfal: 34)
“Onlar Allah’ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü o’nun tasarrufundadır. Gökler O’nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir.” (Zümer: 67)
Tahrin 1. Ey Peygamber, niçin hanımlarının hoşnutluğunu gözetmek maksadıyla kendini sıkıntıya sokuyor, Allah’ın sana helâl kıldığı bir şeyi kendin için âdeta haram edip, kendini ondan mahrum kılıyorsun? Oysa Allah, pek bağışlayıcıdır, hususî rahmeti pek bol olandır
"bu olay şöyle cereyan etmiştir: resulullah (s.a.v.) cariyesi ve oğlu ibrahim´in annesi olan mâriye el-kıptiyye ile, hanımı hafsa´nın evinde bir araya gelmiş bunu gören hafsa ise onlan kıskanmış ve resulullaha sitem etmiştir. resulullah da cariyesi mâriyeyi kendisine haram kılmıştır. bunun üzerine hefsa:" ey allanın resulü, allanın sana helal kıldığı bir şeyi nasıl haram kılarsın?" demiş, resululah mâriye´ye bir daha yaklaşmayacağına dair hafsa´nın yanında allah a yemin etmiştir. işte bunun üzerine allah teala bu surenin baş tarafında bulunan âyetleri indirmiş, resulullahın haram kılmasını geçersiz saymış, yemin için de keffaret vermesini emretmiştir. halbuki resulullah, hafsa´ya bu meseleyi gizli tutmasını söylemişti. fakat hafsa meseleyi aişe´ye anlatmış, bunun üzerine de âyetler inmiş ve meseleyi açıklığa kavuşturmuştur."