hüzün
en eski arkadaşım
gazel ateşleri yakarken güz günleri
taşınmadan evini süpüren bir kadın gibi
gel, derin öfkeyle girelim kışa
nasıl bakarım ben mora!
kar yağar her şey kendini hatırlar
bir kent hatırlar eski yağmurları
bir ışık makası
keser yetimlerin göğünü
oyuna alınmayan çocuk
gözyaşından bir disk fırlatır geleceğe
insan ilk kez görür kendini kanında
gün iner, Kasım göğü
geçirir ipliğini dargın komşudan
ve sonunda
kazanır kendine güveni
otobüste ağlayan asker
sen doğunca Hüzün
habersiz ördüğü hırkayı
gösteren bir kadın gibi.
çıkaralım gizlediğimiz gülleri
derin öfkeyle girmeliyiz kışa.