Bir yaz tatili günü abimle eskiyi yad etmek için üç sezon pokemon indirdik 2 sezonunu izledik gece olduğunda abimin ağzından şu kelimeler döküldü:seni seçtim pikacü elehtron saldırısı.
ertesi sabah 3. sezon bilgisayardan tarafimca silindi.
amerikaya work&travel'a gittiğimizde bir türk ev arkadaşı vardı orada tanıştığımız. artık ingilizce konuşmak nasıl işlediyse bilinçaltına adam uyurken bir keresinde odaya girdiğimizde gözler kapalı bir şekilde bildiğin uyuyorken "can you please turn off the lights sir" demişti de bütün ev ahalisi yerlere yatmıştık gülmekten.
Kuzenimle ayni odada kaliyorduk.o yatmisti ve ben bilgisayarda takiliyordum. birseyleri devirdim yanlislikla. O gurultuyu duyan kuzenim sicradi odanin icinde aranmaya basladi.replik su 'kamyon nerde kamyon nereye girdi'.bagirdi bagirdi ve yatti ben dumur oldum tabi.sabah sordugumda guldu daha once evlerine kamyon girmis yol ustunde evleri.onla ilgili bir ruya goruyordum herhalde dedi.baya gulduk.
-anne, annee
-noldu yavrum?
-yatak çok büyük
-ee?
-uyuyamıyorum
(arkadan babanın sesi gelir)
-sayıklıyor hanım uyandır
ilginçtir bu anı yarı uykulu yanı uyanık bir şekilde yaşadım. duyabiliyorum yani dış sesi. aynı zamanda da sayıklıyorum. freud'un hastası olup incele beni demek isterdim.
uyku anında ağızdan çıkan saçma cümlelerdir. genelde komiktirler.
kardeşimle aynı odada uyurduk ve yatağımız ranza şeklindeydi. ben alt katta, o üst katta yatıyor.
b:ben k:kardeşim
b:zidane topa öyle mi vurulur ya?
k:ne diyon lan manyak?
b:zidaaaaaaan.
k:ne zidane'ı abi?
(yataktan iner bana bakmak için)
k: hay mınak oyiim senin ya.
6-7 yaşlarında ya varım ya yokum, köye teyzemlere gittik. maaile yatabileceğimiz genişlikte efsane yer yatakları açıldı; bir iki didiştik, kavgalar, güreş tutmalar filan; 4 yıldır kuran kursuna giden büyük kuzenin "yatın lan artık" demesiyle zıbardık. saati tam hatırlamıyorum ama yatsı namazını kılmıştı büyük kuzen ve yaz aylarıydı; yattığımızda saat aşağı yukarı 11.30 filandı yani. bir ara dürttüler uyandım. 3 teyzeoğlu piç velediz yanlız fingir fingir.
* kalk lan kalk
- ne var la?
+ oolum tuğrul abi'ye bak lan?
hassiktir dedim; yani o yaşlarda bilsem kesin derdim. adam yatağın ortasında doğrulmuş, kusursuz bir şekilde ezan okuyor; o kadar ciddi ki; gözleri huşu içinde kapalı sanıyoruz, eli kulağa dayamış filan okkadar da kaptırmış kendini.
* n'oluyo lan?
- ne biliyim olum kalktı ezan okuyo adam.
+ ehehehehe, uyuyo mu lan yoksa
* yok lan baksana ne güzel okuyo.
bu arada tuğrul abi devam ediyo: "eşhedü enne muhammeden resulullaaaaaaaaaaaaaaa" ve sonunda "la ilahe illallah" diyor, istifini bozmadan yatağına giriyor yorganını kafasına çekip devam ediyor uyumaya. 3 piç arasında en büyük olanımız "aziz allah" deyince kahkaha kıyamet.
amk ne dayak yemiştik o gün herkesi uyandırdık diye.
küçükken kuzenlerle köyde kalırdık her yaz bir haftalığına. bu sürede de çılgınlar gibi derede bent yapardık. her türlü poşet taş vs. en matrak oyuncaklarımızdı. işte böyle bent yaptığımız günün gecesinde küçük kuzenim gayet net bir şekilde şöyle sayıkladı.
- emre emre poşetin gidiyo tut. ... emre'nin poşeti istanbula gitti. eheheheheeeehh...
evet güldü sonunda da. ve bu konuşmayı duyan sadece bendim. o yüzden hiç makarasını yapamadım.
parasızlığın tavan yaptığı öğrencilik günlerindeyizdir, eve yeni çıkılmıştır, para sürekli ev gereçlerine gittiği için temcik ve ev arkadaşı sürekli tarhana çorbası içmekte, salçalı ekmek yemektedirler.
işte yine böyle bir günde, ev arkadaşı ile birlikte bütün kapılar lacivert ve cart yeşil yağlıboya ile boyanmış, tiner ve boya kokusunun yaptığı kafa ile uykuya dalınmıştır.
- muz kaldı mı?
- ha?
- bütün muzları yedik mi?
- yok daha bir kilo falan kaldı galiba.
- gidip yiyelim.
- iyi, yiyelim.
- ben üç tane yerim.
- eh ben de.
- iyi.
on beş dakika söylenilip halüsinasyon halinde evde muz aranmıştır. eve misafirliğe gelen 3. şahsın bütün muzları yediğine ve bir hayvan olduğuna kanaat getirilip geri yatılır.
sabah olay hatırlanır ve ''ne muzu ulan evde kuru fasulye bile yok'' denilerek eğlenilir.
gerçekten anıra anıra gülmeme sebep olmuş bir hikayesi vardır bende. aksamdan içilmiştir,sabahta cok sağlam bı ders var ve arkadası kaldırmam lazım.olay şöyle gelişti.
+olum kalksana lan.ders var bırader hadı vıdı vıdı.
- hıı hıııı..
+kesın gıtmemız lazım olum kalk lan.
-heh tamam ben hocayla konuştum al şu numarayı sen haberi var alışveriş yapın gelin.
not:elime citten ordan bi kağıt verdi.bide alışveriş yap nedir ya hocayla.sanırsam neyin kafası olduğu anlaşılmıştır.
küçükken çok fazla mahalle maçı yaptığımız dönemlerde, artık nasıl hırslandıysam bir gece yatakta doğrulmuşum ve ellerimi de fatih terimvari hareketlerle açıp "at topu önüme at pası işte" diye bağırmışım. abim çok dalga geçmişti bu olaydan sonra.
bir keresinde de "pezevenk" demişim a.k. annem duymuş. nasıl utanmıştım lan. hayır pezevenk de çok nadir ettiğim küfürlerdendir.
kendisiyle ilk defa aynı ortamda uyuduğum bir arkadaşım anlatıyor:
"gece kalktın, yatağa oturdun. bir anda 'komşum! komşum nerede? komşumu getirin!' diye bağırdın. odayı terketmek zorunda kaldım."