Boğazımın düğümlenmesine neden olan film sahnelerinden biri.
'Körlük' filminden birkaç sahne.. Bazen kişinin tam da hazır hissetmediği vakit eyleme geçmesi gerekir. Bunun sonunda belki istediği sonucu elde etmiştir ancak, içindeki o his bu başarıdan doğacak olan içsel huzuru alaşağı edecektir. Kötü.
click filmindedir adam sandlerin babasının mezarındaki sahne ailenin önemini vurgulamaktadır ilk izlediğimde sikip attı beni zaten baba sevgisi görmediğim için yüreğim parçalandı adam sandler hiç böyle filmlerde oynamazdı
eric dravenin mezardan çıkıp eve gidince gördüğü flashbackler ve son sahnede melek olan shelly webster ile öpüşme sahnesi filmin jeneriği bile ağlatmaya yetiyor.
eşkıya filminin ortalarında bir yerde şu diyalog geçer:
--spoiler--
-eşkıya ne?
+yol kesen, haraç alan, dağlarda yaşayan.. yani senin benim gibi insanoğlu.
-sen eşkıya tanır mısın?
+birini bilirem, adı baran'dı..
--spoiler--
Filmi izlerken gayet normal gelebilir bu sahne. bir süre sonra soundtrack albümünü dinleyeceksiniz filmin, karşınıza bir erkan oğur klasiği çıkacak: seyreyle güzel. işte bu sahne, o zaman anlam kazanacak.
500 days of summer filminde Kahraman'ın eski kız arkadaşı summer evinde ki bir parti için tesadüfen karşılaştıkları eski arkadaşını partiye çağırır. Tam eve girerken ekran ikiye bölünür bir tarafta beklentiler bir tarafta gerçekler ve aynı anda Regina spektor- hero çalmaya başlar. Aynı anda akan iki ekran görüntüsü büyük bir dram içeriyor bence.
Yesil yoldaki adam idam edilirken kafasini kapatiyolardi. "Karanliktan korkuyorum usta. Kapatmasinlar kafami" tarzi bisey demisti. Icim bi garip olmustu minakoym.
+Bana bak sana bir şey söyleyeyim mi?
-Söyle.
+Kimseye söylemek yok ama!
-iyi ya, söylemem!
+Yemin et bakayım?
-Valla billa söylemem!
+Ben ölecekmişim.
-Ne var oğlum bunda yemin ettirecek?
+Hiç! Ama abimle Halit Abim "duydun mu?" diye bağırdılar akşam bana. Ben de korkudan "duymadım" dedim.
-Sen sahiden, ölünce bilyeler ne olacak?
+Ne bileyim ben!
-Bana versene!
+iyi ölünce abimden alırsın.
-Yaşa ulan! ... Sen hiç ölü gördün mü?
+Babam öldü ya...
-Benim ninem öldü de göstermediler... Ölünce ne oluyor acaba?
+Çukura gömüyorlar.
+Bana bak! Abim beni en kral lokantaya götürecek!
-Atma oğlum! Abin de o kadar para nerede...
+"Yok ama buluruz" dedi."
schindler'in listesi filminin son sahnesinde oscar schindler'in "keşke daha fazla insan kurtarabilseydim" sahnesi bu listede kesinlikle olması gerekir.
Direk aklıma gelen "selvi Boylum al yazmalım" ın final sahnesidir.
Fakat onun yanında ağlatma odaklı filmlerin baş yönetmeni olan çağan Irmak ın da çoğu filminin o Acıklı Müziğin arkadan HIZLA yükseldiği bölümleri de bu entry de kendine yer bulabilecek kapasiteye sahiptir .
the pursuit of happyness filminde gardner'ın kendini oğluyla tuvalete kilitlediği sahnedir. izlediğim filmler arasında gözlerimi yaşartan tek sahnedir.
Tam hatırlamıyorum sahneyi ama çok etkilemişti. Aynı yıldızın altında filminde tek etkilendiğim sahne denilebilir.
Hazel kanser hastası bir kız.Hastalığı son evrede oldugu için sancıları çok ağır
Hemşire: Hazel bize acının kaç olduğu hakkında bir bilgi verebilir misin? 10 üzerinden..
Hazel:9
Aslında Hazel'in sansıcı 10'u aşabilirdi fakat, hazel sadece birini kaybettiğinde 10'luk acıyı yaşaycağını biliyordu..
Babam ve oğlum filminde adamı hastaneye kaldırdıklarında babası aile büyükleriyle kantine gidip, durumunu anlatıyor ya. işte o sahne tek kelimeyle boğazımı düğümlemişti, zor nefes aldım kendimi tutucam ağlamıcam diye.
almanac'ın son sahnesi.
+merhaba
-merhaba (sessizlik)
-benimle telepati yaparak mı konuşuyorsun?
+hayır seninle beraber dünyayı değiştirmeye geldim.
(zamanda yolculuk yapan bir genç topluluğun filmi çok beğendim).