bu arkadaşlarda "en büyük asker bizim asker" bizim asker olmak istemiş ama olamamışlar.
ya çürük olmuşlar ya bedelli. kader işte. ne yaparsın. elden birşey gelmez.
bu arkadaşlar askerliklerini yaptılar ve "en büyük asker bizim asker" oldular.
not: bu bir ironi ya da trolluk girişimi değildir. asker olmak büzük, yüzük işi değildir.
yurtseverlik gerektirir. bu arkadaşlarda da o " yürek " varmış ve yapmışlar.
genelkurmay başkanı org. Akar konuşma yaparken atılan kulaklarımı kanatan slogan. sanarsın otogardan er uğurluyorlar. Bu kadar garip bir topluluk olamaz.
-ding dong?
-kim o?
-benim anne bahtiyarcan.
-(kapı açılır) hayırdır oğlum daha 10 dk. olmadı sen çıkalı.
-askerliği hallettim anne.
-e iyi hadi en büyük asker bizim asker!
askerlik bizim kültürümüzde vatani görev olarak adlandırılır. ölmek de vardır öldürmek de. bu nedenle kutsiyeti yüksek bir icraattir askere gitmek. bu bilinçle askerlik vazifesini yapan asker kişiler en asil insanlardır. kendi menfaati için değil; anası, babası, çocuğu rahat etsin diye yapar bu işi. karşılıksız, şartsız, canı pahasına yapar. nihayetinde bu insan en büyük insandır efenim. en büyük asker bizim askerdir.
Hee içinde içinde en büyük demekle en büyük olunsaydı fenerbahçe dünya kupasını alırdı çok mu ironik ney ^^ işin aslı senin askerin teknolojik olarak gelişmedikten sonra terör bitmedikten sonra ne büyüğü analar doğursun doğursun versin kör kurşuna oh ne ala valla yazık hacım böyle olmamalı bu kadar kolay olmamalı
not:eksilenmeye karşı önlem en büyük asker bizim asker ^^
bu aralar ortalıkta tekrar dolanmaya başlayan iddialar bütünü.
bizim sümüklü recep'i bile en büyük asker diye uğurladılar kahveden. recep çok duyguluydu; 'büyüğüm di mi?' diye bağırarak etrafındakileri bu cümleyi tekrar söylemeye teşvik ederken, ellerini yumruk halinde yukarıya kaldırdı:
'ı am king of the worl.' diye haykırdı.
sonrası hep hüsran, hep ictima, hep patates soyma.
ama allah için kimse onun gibi patatesleri soyamadı bir daha.
herkes, en büyügün, kendi yakını oldugunu düsünüyorsa "neden bu kavga", "neden bu yarış", "en küçük olan kim o zaman" gibi soruları ardı ardına getiren belki de en anlamsız tezahürat biçimi. "bağırmanın faydası yok herkes aynı yere gidiyor ve herkes aynı çileyi çekiyor" diyesi geliyor insanın.