You say that you love rain, but you open your umbrella when it rains.
You say that you love the sun, but you find a shadow spot when the sun shines.
You say that you love the wind, but you close your windows when wind blows.
This is why I am afraid, you say that you love me too
Tercümesi:
Yağmuru sevdiğini söylüyorsun fakat yağmur yağınca şemsiye açıyorsun.
Güneşi sevdiğini söylüyorsun, fakat güneş parlayınca gölge bir yere kaçıyorsun.
Rüzgarı sevdiğini söylüyorsun, fakat rüzgar esince pencereni kapatıyorsun.
Beni de sevdiğini söylüyorsun, işte bu yüzden beni korkutuyorsun.
naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.
sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.
sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.
benim için geldiklerinde, sesini çıkartacak kimse kalmamıştı.
(bkz: Martin Niemöller)