en büyük hayal kırıklığı ana babaların çocukların mantalitesine sahip olamamasıdır. bu hiç bir zaman değişmeyecektir çünkü.
ayrıca birbirini çok seven iki insanın bir takım sebeplerle ayrı kalmak zorunda olmaları da ciddi bir hayal kırıklığıdır.
yok ya bu en büyük üzüntüler başlığında olmalıydı.
ilk defa kendi ayaklarının üzerine bastığında, otogarda otobüsünün kalkmasını beklerken, ayaz keserken her yanını, dönüp arkana baktığın andır. istersin ki, bir bakan, el sallayan olsun. mamafih göremezsin. o güne kadar tek başına olduğunu o günden sonra tek başına olacağını anlamak zaman almaz...
pembe umutlarla başlanmış bir üniversite hayatında emin adımlarla yol alıp ve de elinde olmayan sebepler neticesinde yatay geciş yapmak zorunda kalarak taraflı tarafsız çevresinde bulunan kişilerin takdirini kazandıktan sonra, hiç beklenmedik bir anda okulu bırakıp ortada kalmak.
belli bir kişiye veya olaya bağlı olarak, herhangi bir sebepten ötürü olarak ömrünüz boyunca unutulmayacak olandır. bundan sonrası için hayata karşı duruşunuz hatta kişiliğiniz üzerinde derin bir imzası olur. genelde çok sevdiğin veya güvendiğin biri atar bu imzayı sana.
doğum gününüzde uzaklarda olan sevgilinin arayıp, doğum gününüzü kutlaması, telefonda "sana yarın bir sürprizim var" demesi, yolda gelirken trafik kazası geçirip ölmesi....