show tv de yayınlanan yeryüzünün görüp görebileceği en ilginç* dizilerden biri. alayın demirbaşı iki hatunun sürekli alayda cirit atması -ki bunlardan birinin bahanesi fotoğrafcı olması (bkz: foto fato)- diğerinin albayın kızı olması, yarım saat yalandan eğitim, yarım saat yalandan spor ve yarım saat yalandan nöbetten sonra kalan bütün vakitlerinin boş olması ilginçliğin sadece birkaç sebebi. hemşire geyiğine hiç girmiyorum bile. yani askerlik yapmasak yedirecekler o derece.
mustafa altioklar'in cektigi, show tv'nin satin aldigi, en kolayindan 'uyduruk' tabir edilebilecek türk dizisi. para kazanmak icin yapilmis rezil bir ugras. belki askerlikten kacmak icin baska bir neden de olabilir.
yine bir suç işleyerek ferit, seyfi, gökhan ve cemal ceza almıştır. cezada ise selam vererek kendilerinin salak olduğunu söylerler. lakin cemal ne söyleyeceğini unutmuştur ve şöyle bir diyalog geçer;
ferit: ben salağım
sinyor seyfi: ben ondan salağım
jumbo gökhan: en salak benim
laz cemal: ben salağın... neydim komutanım ?
üsteğmen levent: birisin cemal
laz cemal: ben salağın biriyim
insanı, hayretler içinde bırakan, bakalım daha ne saçmalıklar olacak diye düşündüren dizi. bir komutan, eğitimden kaçmış askerine bu kadar mı iyi niyetli davranır merak konusu.
Üzerine, "Hiç kimse mi teskere almaz kardeşim?" şeklinde kurulan soru cümlelerinin, "Abi o bölükteki herkes hödük yaa..." şeklindeki yargıların, "Ortalık karı kaynıyo, kimse kaymıyo..." şeklindeki tespitlerin dillendirildiği (ya da klavyelendiği) bir komedi dizisi...
Komedi...
Komedi yani...
Komedi, en basit açıklamasıyla, gerçeklerin sulandırılmasıdır.
Emret Komutanım, komedi dizilerinin içinde gerçek hayatın yansımasını arayan insanların pek de azımsanmayacak oranda bulunduğunu anlamamızı sağlayan dizidir bu anlamda.
Bir iş arkadaşım Ihlamurlar Altında dizisi oynarken annesinin, "Ay Yılmaz kaç ordan! Eyvah Yılmaz yapma!" diye bağırdığını ve malum şahıs vurulduğunda da, "Ölme Yılmaz! Ölme Yılmaz!" diyerek ağladığını söyledi.
Aşağıdaki soruyu yukarıdaki metne göre yanıtlayınız:
TV dizisindeki bir karakteri kendi gerçekliğinin içinde değerlendiren "kaptırık" bir ev hanımıyla, bir komedi dizisinin içinde hayatın gerçeğini bulamadığı için öfkelenen aklıevveller arasındaki fark nedir?
a) fark yoktur
b) üüü... bayaa fark vardır
c) bence de yılmaz ölmemeli
d) bonanza
e) hepbiri
Mehmet Ali Birand'ın 1980 lerin sonu veya 1990 ların başında piyasa ya çıkmış bir kitabıdır. Yanlış hatırlamıyorsam o dönem bir ara kitap yasaklandı. fakat sanırım şuan yasak yok üzerinde ama kitap piyasada da yok.
gorup gorulebilecek en gereksiz dizi. bir de oyle bir mantik hatasi var ki akillara ziyan. 3 senedir ayni oyuncular oynuyor. 3 senedir bitmedi mi lan bu adamlarin askerligi ? 2. cihan harbi zamanini falan mi anlatiyor yoksa ? dedem de o zaman askerdeymis de 4 sene askerden gelmedim dediydi. sayet oyle ise 1 sene daha ayni adamlar teskere yuzu goremeyecek demektir.
bir de birader askeriyede nerde o kari kiz bollugu onu anlamadim gitti. sallasan hatuna degecek. hem de cillop gibi manitalar bunlar. sarisini, esmeri, kumrali.. bizdeki de sans iste 1500 tane sapin yaninda yedik 1,5 senemizi.
bugün tesadüfen izlememle şok olduğum dizi. şimdi askerler kim 500 milyar ister e katılıyorlar. bir asker yarışmaya hak kazanıyor. kenan ışık çanakkale savaşıyla ilgili sorular sormaya başlıyor ve bu nasıl bir türk askeri ki ne seyyid onbaşıyı ne nusret mayın gemisini falan biliyor. ilk üç soruyu 3 jokerle bilince sinirlenip televizyonu kapattığım dizidir.
Nedense asteğmenin şamaroğlanı yapıldığı dizi. Başına geçtikleri assubaylar ve kısa dönemleri ezmelerini engellediği için uzun dönem erler bundan keyif alıyor olsalar gerek. Kimlere hitabettiği de anlaşılıyor tabi. "emekli asteğmenler" gibi bir kurum da olmayınca yükle bütün yanlışlıkları asteğmene. üsteğmen sanırsın kaptan amerika, assubaylar filan hep yıllarımızı verdik hesabında. Babamız'dan filan askerlik hikayesi dinlemesek inanacağız.