bir efes-beşiktaş maçını kanal 1de anlatır iken henüz maçın 3.periyodunun sonlarında beşiktaş 6-7 sayı öne geçmiş ahvaldedir ve diyalog alır başını yürür
sayın badem * buna maçın kırılma noktası diyebilir miyiz
badem *: emre daha maçın başları sayılır ne kırlma noktası daha çok var basket bu hiçbir şey belli olmaz ikide bir kırılma noktası demeyi bırak maç kırılırsa ben sana söylerim.
gibi harkulade bir diyalog yaşanmıştır aralarında.
bu akşamki beşiktaş manchester united karşılaşmasında ben foster'ın ilk 11'de forma giymesinin edwin van der sar'ın 2 el parmağının kırık olmasından dolayı uzun süreli sakatlığı nedeniyle olduğunu bilmeyecek kadar avrupa futbolundan bihaber olan, hatta bir ara kendini de aşıp foster'ın van der sar'dan daha iyi olduğunu iddia edip, onu yedeğe attığı gibisinden birşeyler de saçmalayan, ama bütün bunlara rağmen uefa'nın bir numaralı organizasyonunun naklen yayınında karşımıza spiker diye çıkartılan denyo.
cambiasso'yu camoranesi yapabilecek kapasiteye sahip olduğu düşünülen spiker. zaten birsürü brezilyalı var, 2 dakka daha uzasa maç hepsi girerdi birbirine. korktum.
bir yerlerden torpilli olma olasılığı yüksek olan spiker*(!).
kimse bahsetmemiş sanırım, önceki yaz, kanal d'de galatasaray'ın bir hazırlık maçını anlatırken, akıllara zarar bir cümle sarfetmişti. biz de kendisini bu vesileyle takibe almıştık.
galatasaray mağlup, uzatmalar oynanıyor, rakip serbest vuruşu kullanmıyor ve zaman geçiriyor. o esnada, faryd aly camilo mondragon*, hakeme saat işareti yapıyor "hoca, yiyor bunlar dakikaları" der gibi. ve emre tilev insanı, şu cümleyle aklımızı başımızdan alıyor:
"evet, mondragon, hakeme maçı bitir artık diyor saat işareti yaparak." ***
kendisini izlemeye devam edin her maç yeni bombalar üretiyor.
edu drakana*, perrotto*, david souza*, kivi* gibi isimleri yaratan spikerdir. yahu hadi hepsini anladım da, bari fenerlileri karıştırma, drakana nedir?