kitapları biraz ders kitabı havasında olmasına rağmen kolay okunan, iletmek istediği bilgiyi, mesajı dolandırmadan direkt ve duru bir dille verebilen, varlığının tüm türkiye özellikle biz gençler için inanılmaz faydalı olduğunu düşündüğüm, tek kusuru kitaplarındaki düzensizlik ve kendini tekrar etme olan saygıdeğer profesör.
yazdıklarında inceden ayar vermeye çalışan, yıllara rağmen kafasındaki bazı olguları değiştiremeyen ve unutkanlığını sıkça unutan bir yazarımızdır kendileri.
-
bakalım okuyoruz işte öğrenecez bişeyler...
inanılmaz akıcı bir dili olan ve bu sayede her yazdığı rahatça okunabilen,bilgi küpü,atatürkçü,mehmet barlası ezici kişi.okumayanlara şiddetle tavsiye edilir.
bir insanın ismi emre kongarsa ve o adam kocaman gözlükler takan birisiyse o illa ki yazar olacaktır zaten. belki de kongre üyesi olur o da şu an aklıma geldi.
türkiyenin en tanınmış sosyologudur. ntvde hafta içi her gün mehmet barlas ile yorum farkıadlı programda aydınlatıcı tartışmalar yapmaktadır. 1983 yılında cuntayı protesto niyetiyle üniversiteden istifa edecek kadar onurlu bir insandır. şu an cumhuriyet gazetesinde köşe yazarıdır ve en son tarihimizle yüzleşmek adında bir kitap yazmıştır.
mehmet barlas'ı ntv'de yorum farkı adlı programla ayar manyağı yapan, her pazartesi cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan sosyolog,yazar. kanımca kızlarıma mektuplar adlı kitabı da her babanın okuması ve kendisinden feyz alması gereken bir kitaptır.zira, babasına deli gibi aşık olan bir kıza bile 'ulan bu adam benim babam olmalıydı' dedirten bir adamdır. üstelik, şebnem scheffer'in kafamızı siktiği bekaret saçmalığının tarihçesini de bu kitabında anlatan mükemmel ötesi hayran olunası bir şahsiyettir.
kibar ama özgür düşünmeyi öğrenememiş tektipçi adam, mehmet barlas'ın karşısında primitif okul çocuğu mantığı üretisi gibin, gülünç, dogmatik kalıyor savları...
sayısı epeyce fazla olan kitabı olan, kendine güvenen bir sosyoloji profesörüdür. evet sosyoloji profesörüdür. "bizim geleneksel başörtüsüne bişey dediğimiz yok. bizim halkımız başörtüsü takabilir kimsenin bişey dediği yok. bizim karşı çıktığımız siyasal bir simge olan türbandır, sıkmabaşlardır demiştir." bu sosyoloji profesörünün dediği şey ne ola ki? sıkmabaş nedir? sıkmabaş dediğ şey islam alimlerince sabit görülen, islamiyete göre bir kadının saçının ve boynunun örtünmesi gerekliliğidir. bir sosyolog olarak halkına uzaksan ve halk için yorumlar yaparsan köşklerden, yalılardan, izole edilmiş yayın organlarından komik duruma düşersin uzmanı olduğun halk hareketinden. insanlara yine o insanları anlatırsan onları hiç tanımadan komik duruma düşersin. gülerler sana önce ağızlarıyla.
sonra hiç bir kıymeti kalmaz ünvanlarının, kitaplarının. "bak ne akıllı adam" demeye devam eder yeniyetme zihinler. ama temelde yanlış yaparsan işte o zaman ve her zaman bir önyargı ile yaklaşır sessizler sana karşı.
ntv dekı yorum farkı adlı programda,kameralara 90 derecelik bir acıyla öyle bir bakıyorki,o buyuk kenarlı gozluklerıyle bana baktıgını hıssedıyorum,kendıme cekı duzen felan verıyorum.
birçok kitabında emme basma tulumba gibi aynı şeyleri tekrarlayan kişiliktir.aynı cümleleri tüm kitaplarında görebilirsiniz. sabit fikirli bir kişilik olduğunu yeni bilgilerden haberdar olmadığı düşünülmektedir.yada bunlara kulak asmamakta bildiğimi okurum felsefesinde inatla devam etmektedir.
bir bilimadamına yakışmayacak denli sabit fikirli, gülünç derecede 'komik' 'düşünen' kişi. 'vay be, ne demokrat adam' diyenlere oturgaçlarımla güler, mantık kalitesinden, derinliğinden şüphe ederim ayrıca...
(bkz: tebrik ederim)
çok zorunsuz edit: siyasi görüşlerine hakaret amacı güden tombilidir daocudur; mantıksızlıkta 'ısrar yapanı' affetmem, kim olursa olsun ağır eleştiririm...
hakkını yemeyelim. arada, gözden kaçırdığımız günlük yaşam gerçeklerini iyi 'tespit' ediyor... bilimum idarelere hakıyla hesap sormayan, sormaya üşenen veya tırsan, derdimizi birbirimize anlatıp placebo etkisini kendi kendimize zerk eden bir toplum olduğumuz gerçeğini mesela...