yurdum liselilerinin ika etmiş oldukları tripsel bi' varoluş denemesidir efem.
son zamanlarda daha çok dikkatimi çekmeye başladı, emre aydın şarkılarıyla platonik aşklar yaşamak, isyan etmek, depresyona girmek...
hoşçakal'mış, bu yağmurlar'mış. bıktık amına koyim! örneğin: liseli kızımız, çocuğun birine aşık. çocuk buna pas vermeyince hemen eve koşup feysbuka giriyor ve emre aydın'ın hoşçakal isimli türküsünü paylaşıyor:
"hoşçakal
olacaklar şensiz olşun
daha durmam bosluklarında ben
unutuyorum."
be amına koduğumun, sen ne zaman durdun lan bu çocuğun boşluklarında!?
başka bi' örnek de ise: liseli erkek bireyimiz her okul çıkışı gittikleri pastanede gözüne bi' kız kestirir. telefon numarasını alır, feysbuktan mesaj gönderir falan fişman. sonra kız buna "olmaz!" diyince her şey değişir. ergenimiz önce kapıları yumruklar, annesine bağırır ve hemen feysbuka girer. "serseri olupta yatakda unuttuklarımızda değil...! delikanlı olup dokunmaya ßile kıyamadıklarımızda aradık biz a$kı..[!]" yazar ve emre aydın'ın bu yağmurlar türküsünü paylaşır:
"birden giderler fark etmezşin
kalbinde şiren şeşleri
ağlarşın belli olmaz bu yağmurlar yüzünden."
liseli piç! kaç defa söyledik lan sana "her gördüğün kıza asılma!" diye. amını siktiğimin evladı! senin saçma sapan triplerin yüzünden, kampüste bile emre aydın dinler olduk.
liseli yıllarımda çok dinlediğim şarkıcı şimdide dinledikçe eski günleri yad edip birazda olsa triplere giriyor insan hele o hewal kız beni terk edince . puhahaha