eskiden suya sabuna dokunmayan konularda polemik yaratıp gündeme gelmeye çalışırdı.
örn:
- "tavla şans oyunu mudur yoksa zeka oyunu mu?" polemiği.
sonra baktı kendisini sallayan yok, "farklı bir şey söyleyeyim de ne söylersem söyleyeyim" tadında saçmalamaya başladı. örn:
- "bütün üniversiteler paralı olsun!"
- "hayatta en hakiki mürşit ilim değildir!"
- "çanakkale savaşı abartılıyor!"
tarzında abuklamalarla gündeme gelmeye çalıştı.
bir süre de böyle devam ettikten sonra, tmsf'nin sabah gazetesine el koyması ile birlikte, hala devam eden "bürokratik elit öcülerine karşı demokrasiyi savunan cengaver(?!?!)" moduna girdi ki, "tsk seçimleri engellemek için kuzey ırak'a mudahale edecek!" tarzı işkembe-i kübradan sallamaları da bu döneme denk gelir.
hıncal uluç'tan yediği ayarlar neticesinde, artık pek kimselere bulaşmayan, onun kadar yavşak olamayacağını kanıtlayan.. sürelki okumak gerçekten mümkün olamıyor..
gayet kaliteli yazilarla beni mest etmeyi basarabilen, turkiye'de az bulunan nadir yazarlardan biri. objektif bakis acisi ve "aman ne derler" kaygisi duymayan uslubu ile takdire sayandir.
köhnemiş ezberci zihniyetten uzak olan ender köşe yazarlarından biridir kendisi. engin ardıç'ın özdemir ince'ye verdiği ayara katkı sağlamıştır bugünkü yazısında.
önemli konular hakkında yorum yapmaması gereken yazar... misal geçen gün "hilafetin laiklikle ne alakası var" gibisinden bir yazı yazdı ki akıllara zarar!...
mazohist mi mazoşist mi gibi önem derecesi düşük konularda kendisinden çalışmalar bekliyoruz...
sevdigimiz bir kalem (bizim yani, hepimizin değil... biz derken ben aslında da... hani saygıda kusur etmeme arzusuyla bir takım çoğul takıları.... eeeh.)
edit: insan fikri nasıl da değişiyor. sevdiğimizi söylediğimiz bu adam sapıta sapıta iğrençlik abidesi yazıların mimarı oldu a dostlar...
sabah gazetesi yazarı.olaylara farklı açılardan bakabilme özelliği ve ''entellektüel'' ile ''entel'' arasındaki farkı en iyi şekilde yorumlayan yazar olması sebebi geniş okuyucu kitlesine sahip şahıs.