okuyabildiğim kadarıyla söylemek gerekirse bazı kesimlere sorduğu sorulara nedense kimsenin cevap bulamadığı yazar. çünkü olayları ya çok iyi takip ediyor ya da kendisine tüm olup bitenleri arşiv edip gönderen bir şeye sahip. tam zamanında pat diye koyuveriyor ilgili dosyacığı.
16 eylul 2008 tarihli yazısında aynı gazetede çalıştığı * hıncal uluç'a üstü kapalı fena halde ayar veren yazar.
--spoiler--
Hadi Doğan'ın asıl amacı; Hilton'da, petrol işinde, TV'de imtiyazlar koparmak, ihaleler kazanmak filan. Tetikçileri de ona yardımcı oluyor. Ya ekmeğini burada kazanıp Doğan'ın borazancılığını yapanlara ne demeli?
--spoiler--
sabah'ta bügünkü yazısında haddini aşmış yazar. alenen hıncal uluç'un kovulması gerektiğini yazmış. şimdi emre aköz o gazetenin sadece bir köşe yazarı mı yoksa gazetenin sahibi mi? kişisel sorunların olabilir o kişiyle ama gidip de bence kovulmalı veya kulağı çekilmeli tarzı yazı senin görevin değil emre bey. hem de senin o gazetede yazmanı sağlayan kişiye(tamamen hıncal uluç'un iddiasıdır ne kadar doğru bilmiyorum) bu tarz yazı yazmak nankörlükten başka bir şey değildir.
30 ekim 2008 de yayinlanan yazisinda, "Kemalizm'in 6 ok'unda demokrasi var mi?" diye sormustur.Cevabi da pesin: "yok!" Kendisine su soruyu sormak isterdim: "Halkcilik nedir? gunde kac ogun yenir? ekmek arasina iyi gider mi?" Neyse, ben azili bir kemalist, cumhuriyetci, ergenokoncu, fasist, diktatorluk yanlisi, vede bagnaz oldugum icin en iyisi susayim. Emre abimiz varken bizlere konusmak mi duser? hem ne bu tahamulsuzluk canim!! demokrasi denen salata var.
engin ardıç gibi sırtını akp'ye dayamış yazarımsılardan biri.
canı sıkıldıkça cumhuriyet değerlerine hakaret edip, çamur atıp durur.
biarada pkk'lı teröristler için " militan " diyerek o gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştı, evet.
bugünkü yazısında iyiden iyiye sıçma emareleri göstermiş köşe yazarımsı. bakalım ne demiş kaleminden yağ damlaları döke saça yazan toraman şirin adam:namuslu, çalışkan, dürüst ama tembel bir başkan mı istersiniz, yoksa iş yapan ama amiyane tabirle 'götüren' bir başkan mı?
böyle demiş sevgili * emre aköz. tabi buarada mantık hatası da yapmış bir adam hem çalışkan hem tembel nasıl olur orası ayrı. şimdi emreciğe göre dünyada böyle iki tip insan var. heralde kendisini de bu ikinci gruba sokuyor emrecik.
marmara üniversitesi öğrencilerinden mücahit eker, ' türkiye'de askeri darbeler ve medya' başlıklı tezi için arşivde çalışırken, 6 mart 1997 tarihli hürriyet'te, dönemin genelkurmay başkanı org. ismail hakkı karadayı'nın "türk basını ile iftihar ediyoruz" dediği bir demece rastlamış.
karadayı, refahyol hükümeti'ne saldıran gazetecilere övgüler yağdırdıktan sonra bakın ne demiş:
"gazeteleri daha ayrıntılı okuyabilmek için her sabah yarım saat erken kalkıyorum. gazeteleri evde okuyorum. her sabah, bir saatimi basına ayırıyorum. daha sonra makama gittiğimde de basın subayımızla yine gazetelerin üzerinden gidiyoruz. çok istifade ediyorum." ( aktaran: alper görmüş, taraf, 13 mart )
peki, aynı karadayı geçen gün, taha akyol'a gönderdiği mektupta ne yazmıştı?
aynen şöyle: "hiçbir zaman yazarlarla ilgili mevzularla alakadar olmadım. önüme gelen basın özetlerini bile okuyacak vaktim olmuyordu." ( milliyet, 4 mart )
karadayı'nın bu lafları için ' inanan var mı' diye burada boşuna sormadık herhalde! ( 5 mart )
--spoiler--
"oportünist" kelimesinin tam karşılığıdır. örnek olarak üniversitelerde okutulabilir. bir insanın, çıkar için "haşırt" dönmesinin en güzel ve en acı örneğidir. tutar da, yarın öbürgün ülkede komünist devrim olsa, ikinci gün yakası kürklü gocuk ve stalin bıyığıyla "yaşasın devrim" diye yazılar yazabilecek insan.
(bkz: allah ıslah etsin)
isviçre çakısını eliyle tabiri çok güzeldir bu abimizin. ayık gezdiği de nadirdir zaten. zira ayık kafayla o yazıları yazıyor olabilmesi için insan olmaması lazım.
Madde 216 - (1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması hâlinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
eski pornocu, yeni liberal entelektüel(!) bir vakitler elinde mezura santim santim tarrak boyu ölçüp "en büyük dalga kimin yarışması" düzenlemişliği vardır bu şişkonun. gerisini siz düşünün! bu mezuracı zincirleri ile bağlanmış patronuna ve gücünü aldığı siyasi otoriteye...