fenerbahçe forması giyerken bir travesti ile akşam yemeğine çıkan, kompella ile laf dalaşına girip kompella'dan "bana pezevenk diyor" cümlesiyle pezevenk damgası yiyen.
istanbulspor forması giyerken, aysun kayacı'yı götüren. beşiktaş'ta oynarken fenerli nobre'yi pandikleyen. galatasaray forması altında bu tip aksiyonları bırakıp futboluna bakan stoper.
milli takım'ın euro 2008'de hırvatistan ile oynadığı çeyrek final maçında havalanan topa allah ne verdiyse zıplayarak bala göte semih'e asist yapmıştır.
o gerçek bir galatasaraylı, kim ne derse desin. herkesin hatağları olabilir, sonuçta oda bir insandır. emre aşık futbol camiasında çok nadir görülen fedakarlıklar yapmıştır. ayakta durmayı ve savaşmayi seven ve pes etmeyen bir futbolcudur. hiç birzaman oynadığı, ekmeğini yediği kulübe çamur atmamıştır. atmazda. milli takıma cağrılır, sonuna kadar mücadele eder, kafası yarılır, bandajla oynar, karşı takımın forveti gole gider, düşürür kırmızı kartı yer. düşürmese o adamı, adam golü atar.
gökhan zandan binkat daha iyidir, çünkü doğru dürüst orta yapmasını bilir. mükemmel değildir kendisi, bu zaten hiç kimse icin geçerli değildir ama onun kocaman bir kalbi olduğna inanan biriyim. 35 yaşinda olmasina rağmen o hala galatasarayın en karizmatik oynucusudur.
kendisiyle resim çekilmek istediğimde, tatli bi dille "tabiki canim kardeşim" diye bi cevap almışımdir. buda beni ayrıca sevindirmiştir.
yıllardır bir oraya bir buraya savrulmuş, zaman zaman unutulmuş bir futbolcuydu emre aşık. şimdi ise milli takımda ve galatasaray sk da en çok aranılan, özverisiyle,hırsıyla,görev azmiyle gönüllerde taht kurmuş stoper. bir oyuncu heralde 2. baharını ancak bu kadar iyi yaşayabilirdi.
kendisi genelde oynadığı kulüplerde hatta milli takımda çok silik kaldı unutturdu kendini. hatta çoğu kişi onu hep genç zanneder ve en fazla 30'dur der. kendisi 93-96 yıllarında fenerbahçe'de oynadı. 93'den beri milli takıma zaman zaman çağrıldı.
kendisi 2000 uefa ve süper kupa, 2002 dünya kupası 3.lüğü,208 avrupa şampiyonası 3.lüğü ve 1993 akdeniz oyunları şampiyonluğuna sahiptir.
herşey emre abimin başına gelir maçta;
euro 2008'de topa çıkınca,
yararlar kafasını emre abimim,
yine çıkar bir sonraki maçına milli takımımın
kafası dikişli ve sarılmış,
aldırışsız uzanır o yinede
bütün kafa toplarına
tereddütsüz ve korkmadan.
herşey emre abimin başına gelir maçta,
hatta bazen maçtan sonra;
roma polisi saldırır emre abime,
fakat emre abim dersini verir,
kafasında kask elinde jop,
roma'da roma polisine.
herşey emre abimin başına gelir maçta;
arkadan ona kafa atar p.ç kurusu kalleş çakallar,
coni kılıklı bir devşirme bozuntusu onu yere atar,
"ah be emre abim senki roma'da roma polisine vermişsin dersini
ne vardı şu çakallara da bildirseydin hadlerini"
ve yetmezmiş gibi bütün bu olanlar,
tff hakemi gösterir kırmızı kartı emre abime
...
söner kopenhag' daki yıldızın işığı,
utancından yok olur monaco'da ki ay.
ve yakışıklı emre abim 36 yaşında,
galatasaray'ımın as futbolcusudur hala.
kızlar hep aşık mıdır bilmiyorum ona ama,
o hep aşıktır galatasaray'a,
ve galatasaray aşıktır emre aşık'a.
luganonun maçtan sonra "rakip takımın 21 numaralı futbolcusu 3 defa ayağıma basınca dayanamadım kafa attım. ama sert vurmadım ha" diyerek tarif ettiği topçu.
futbolculukla uzaktan yakından alakasi olmayan futbolcudur. yeri gelir yerde yatan adamin baldirina basar, yeri gelir hava mucadelesinde rakibinin sirtina tekme atar, yeri gelir pandik atar, yeri gelir ısırır.
yani tek kelime ile, 'çirkef'tir. kendisinden bu maca kadar zaten nefret ediyordum, oyun icindeki davranislarindan dolayi simdi iyi ki nefret ediyormusum dedim.
son olarak, savunmada iyi işler yapabilir ama bu onun çirkef oldugu gercegini, futbolcu olmadigi gercegini degistirmez.
bu adamı seviyorum ben...
kan akıtıyor adam kan, "serden geçti" denir ya: işte tam öyle bir şey.
gözünü budaktan esirgemiyor, savaşıyor galatasaray aşkıyla.
emre aşık, forman da aldığın para da helal sana.
(bkz: yürüyedur)
aysun kayacı vakaasından sonra bir daha düze çıkamayacağını düşünürken, galatasarayda aynı mevkiide tecrübeli oyuncu eksikliğiyle kadroya girmeye başlayan ve kendisini ıspatlayıp tekrar milli kariyerine devam eden, azimli topçumuzdur.
öte yandan, roma maçında kafasında kask bulunan polisin kaskına attığı yumruklar da galatasaray sevgisini perçinlemiştir.
Hazırlık maçı, Avrupa maçı, Milli maç, Lig maçı farketmez oynadığı tüm karşılaşmalarda sarı kart görme potansiyeline sahip futbolcu. Yani şaşırmıyor bir defa bile her maç mutlaka görüyor. Antremanlarda da görüyor mu gerçekten merak ediyorum.
her zaman görevini en iyi şekilde yapan , profesyonel futbolcu kavramını türkiyeye öğreten isimlerden birisidir .. adamı milli takıma çağır oynasın , aylarca kulubede bırak ses etmez , para sıkıntısı yasatmaz , mac eksıgı olsun derbi maçına cıkar oynar , kafası yarılsın mücadeleyi bırakmaz ..
ama bugun oynanan ispanya macında beni sinirlendirmiştir , casillas'ın önünü keserek luzumsuz bir sarı kart görümüştür , zira torres üstüne oynasa takımımızı 10 kısı bırakması ıcten bıle değildi ..
28 mart 2009 ispanya türkiye maçında, kendisine verilen zor görevi fazlasıyla yerine getiren futbolcudur. bu adam belki pisliktir, parmak atar falan ama gerçekten de özellikle avrupa şampiyonası ve akabindeki bu sezonda, kısıtlı yeteneklerin tecrübeyle birleşip nasıl da maksimum fayda noktasına eriştirileceğinin sahadaki canlı örneği olmuştur.
galatasaray,fenerbahçe ve beşiktaş'ta oynamış olan defansif futbolcu. aysun kayacı ile uzun süreli aşk yaşamıştır. beşiktaş'ta oynarken fenerbahçe maçında nobre'ye attığı parmak hala soğumamıştır.
belindeki ağrılar nedeniyle ispanya maçında oynayamama olasılığı olan futbolcu. o da olmaz ise defansın hali ne olur düşünmek bile istemiyorum, desem de son hamburg maçı aklıma geliyor ve ne yazık ki düşünmüş oluyorum.
hayatında ilk defa haksız yere kart görmüş olan futbolcu, hayır hakem 10 dakika bekleseydi emre zaten kırmızı kartı gerçekten hakedecek birşey yapardı, lakin dediğim gibi öz kardeşim kadar severim . (bkz: 12 mart 2009 hamburger sv galatasaray maci)
Profesyonelligin kitabini yazan bir kisi daha.
Öbür kisi icin ;
(bkz: Harry Kewell)
Galatasaray'da yedek kaldi, sorun etmedi.
Galatasaray'dan ayrildi, yine de Galatasarayli oldugunu gizlemedi hicbir zaman.
Galatasaray askiyla oynadi, oynadigi her macta.
35 yasinda olmasina ragmen, sergiledigi bu mücadele karsisinda onu alkislamamak elde degil.
Helal olsun sana Emre Asik.