mesela çin ve abd bize onlarca mal satıyor ve karşılığında sayılı arazilerin ipoteklerine el koyuyor, emek gücümüzü talep ediyor, siyasi sisteme müdahalede bulunuyor, hangi ülkeyle barışıp hangisiyle savaşacağımıza karışıyor.
belirli topraklara ait kaynakları, insan kas gücü olur, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri olur, kendi imparatorluk, tekel, monopol menfaatleri doğrultusunda kullanmak, harcamak demektir. bu süreci ister barış, diplomasi ve diyalog yoluyla, isterse kılıç zoruyla tesis edin, neticede aynı şeyler.
yukarıdaki yazarın saydığı devletlerin hiç biri emperyalist değildir. en büyük emperyalist devletler osmanlı ve romadır. emperyal kelimesi empireden gelir. Empire imparatorluk emektir. Ottoman empire mesela osmanlı imparatorluğu demektir. Dolayısıyla emperyalizm aslında imparatorlukçuluk anlamına gelir. imparatorluklar tarih boyunca dünyaya hükmetmiş son derece başarılı devletlerdir. 700 yıla yakın dünyayı yönetmiş bir imparatorluğun torunları olarak türkler emperyalistin en önde giden bayrak taşıyanıdır.
Mesele hak hukuk meselesi değil, mesele güçlü olmak meselesi doğanın kanunu bu. Aslan ceylanı yerken nasıl ki başkasının hak hukukunu takmaz, sistem de bunun üstüne kurulu güçlü olanlar güçsüzü yerler ve kendince haklıdırlar burda evrensel bir ahlak benimsenemez. Adam eski zenginleşme taktikleri diyor. Hangi mantıkla eakidiğini iddia edebilirsin ki? Tarihte hiçbir güçlü otoriter devlet yoktur ki başkasını sömürmeden güçlensin. Ve bu hiçbir zaman eskimeyecek bir şeydir. Şu an bile her sistemde zayıflar sömürülüyor hatta güçlüler bile daha güçlüler tarafından sömürülüyor. Bu yüzden emperyalizm bir devletin güçlenmesi için hiç tartışmasız en önemli şeylerden birisidir.
senin elinde olan kaynağı sen başkalarına satarken ben benim paramla satacaksın diye diretiyorum ve sen buna itiraz edince elinde ne var ne yoksa yağmalıyorum ve sana göre ben haklı oluyorum. Çok enteresan.
Bunu gerçekten yapsam bana hak vereceğini sanmıyorum çünkü adam çizgi film dünyasında yaşıyor
bir devlet güçlü olmak istiyorsa emperyalist olmak zorundadır. romantizm yapmayı bırakın. bir devletin elinde bulundurduğu her kaynak o devlete aittir ve o devlet o kaynakları dilediği gibi kullanmada özgürdür, dilerse diğer devletlere verir dilerse vermez. peki şimdi size sorayım? siz sürekli abd'yi emperyalist olmakla suçluyorsunuz. aslında abd kuzey ırak'a girme konusunda da ,kaddafi konusunda da sonuna kadar haklıydı.saddam ve kaddafi denen bu iki insan dolar'ı yani abd nin otoritesini tehdit ettiler.(petrolü piyasaya dolar üstünden vermemek ile) bu durumda abd nin ne yapmasını bekliyorsunuz? eğer bir devletin elindeki kaynak sizde yoksa ve siz ona muhtaçsanız emperyalist olmak zorundasınızdır. yoksa diğer devletler her zaman otoritenizi tehdit ederler. bende isterdim güneş in bize gülümsemesini, teletabilerin aralarda dolaşmasını, şirinlerle gargamelin dost olmasını ama ne yazık ki reel dünya da bu mümkün değil.
“19.yy’ın başından itibaren ingiliz, Fransız ve Rus hakimiyeti Transkafkasya, Hindistan ve Cezayir’e yayıldığında emperyalizme karşı halk direnişi, yüzyıllarca iktidarı elinde tutan, her otoriteye boyun eğip bunu öğreti olarak kabul eden ulema tarafından değil, derviş tarikatları tarafından başlatılmıştır.” bernard lewis. benim için fazlasıyla şaşırtıcı bir bilgidir.
ama teorik tartışmalır çok çeşitli. mesela hobson'a göre emperyalizmin zararları yumuşatılabilir. rosa luxemburg'un de lenin'e eleştirisi var. öte yandan emperyalizm belli döneme ilişkindir, artık böyle bir şeyden bahsedilemez, tezi de vardır.
Amerikan sağlık sistemini tartışıyoruz, berbat sağlık sistemi berbat hükümet mide bulandırıcı emperyalizm. Edit: tüm dünyayı tartışıyoruz, emperyalizm hala mide bulandırıcı.
Açıkcası bu emperyalistler bu dünyanın en balı, kaymağı adamlar. Çünkü tam ortam adamları.
Dünyada bunları seven yok ama sevmeyen de yok.
Mesela; Kürtçüler, PKKlılar, emperyalizme sonuna kadar karşıdır ama en büyük koğuşlanmaları, yapılanmaları ve yardımları yine bu emperyalistler üzerinden gelir.
islamcılar, sabahtan akşama kadar batıya, emperyalizme söverler ama bütün o batının-seküler yaşamın nimetlerinden sonuna kadar yararlanırlar, siyasi propaganda yapar, inanç özgürlüğü diyip gezerler, o emperyalist ülkelere ilk fırsatta kaçarlar.
Zaten küreselcileri hiç söylemeye gerek yok, işlerine gelince sovyetler bile emperyalistlere kucak açmış.
Eee işte, varoluşun hem politik düzlemi hem ahlaki düzlemi böyle dangalak bir aparatif, kısır bir ikilem yaratıyor.
emperyalizmin sömürgeciliğine bir şey demiyorum ama kapitalizm ile ilgili tespitlerin çoğu ucuz solcu zırvalığı.
hepsine tek tek değinmeyeceğim. sadece gözüme çarpan iki tanesi var ;
kapitalizmin olduğu yerlerde yoksulluk falan arttı denilmiş.. bu doğru değil. tam tersi yoksulluk azaldı..serbest piyasanın hukukla korunduğu kapitalist ülkelerde yoksulluk azalmıştır. ayrıca bırakın batıyı, asya da çin, tayland, singapur gibi ülkelerin son 30-40 yılındaki kalkınmalarına bakınız.
planlı ekonominin olduğu yerlerde ise yoksulluk hat safhadadır. en bariz özelliği küba ve venezuela.
kapitalizmin asalaklığı silahlanma yarışı gibilerinden bir laf edilmiş.
sovyet rusya da silahlanma yarışına girdi ve baya güçlü bir şekilde çıktı o yarıştan.o halde sovyet sosyalist rusya demek ki kapitalist bir ülke.
geri kalan kısımlara değinmek zaman kaybı. dünyanın en yüksek refaha sahip ülkeleri kapitalizmin ( vahşi kapitalizm değil) tıkır tıkır işlediği ülkelerdir.
sosyalist ülkelerde bir şey yok mu ? elbette var: patates :D
kapitalist sistemin, stratejik uygulamalarla kendine yeni alanlar yaratma isteği, türlü desiselerle yeni ülkeler işgal etmesi arzusu, yeni toprakları sömürmek gayreti içerisinde olup, kendine karşı gelenleri komplo teorileri yaratarak tasfiye etme girişimidir.
Emperyalizm hala var, sömürge hala var. Fakat artık topraklar ele geçirilmiyor, insan hakları bildirgeleri sayesinde toprak genişlemiyor diye "emperyalizm" yok zannedenler var. Emperyalizm; toprak ele geçirmek değil güçlü olanın, zayıf olana zorla baskı yaparak elinde olanları gasp etmesidir, toprak ele geçirmek değildir. Günümüzde hala sömürgecilik yani tatlı su tabiri ile kolonicilik denilen hadise devam ediyor. Eskiden toprak gasp edilirdi bir ülkeyi ele geçirip, halkı köleleştirmek adına. Şu sıralar topraklarında bir sorun çıkartılıyor, askeri müdahale yapılıyor, kontrol ele geçirilip kaynaklarına el koyuluyor ve geri çıkılıyor, bu emperyalizmdir. Senin olana el koymuş durumdalar. Veya yakına bakalım "Cemaat" dedikleri göz altları pazar filesi gibi olan adamın yönettiği grubun bu ülkedeki her insanın hakkı olan topraklarda okullar kurduğunu, vergilerden muhaf tutulduğunu, din kisvesi altında insanların ceplerinden bağış mantığında paralar topladığını biliyoruz. Bu da emperyalizmdir. Veya tutup bir gıda yardımı ve particilik kisvesi altında verilenler ile oyunu alması yine emperyalizmdir. Çünkü; seni kendine muhtaç etmiş ve bu sayede zoraki istemeden, isteklerini yapmanı sağlamışlardır. Işid, Pkk, Boko Haram gibi örgütlerin dış devletlerin desteklemesi ve o örgütlerin insanlarca desteklenmesini sağlaması onları çok sevdiği için mi? Hayır. Senin onlara karşı savunma yapmanı istemeleri, senin coğrafyanda o örgütlerin terör estirirken seni farklı insanlara onlar gibiymiş göstermesi. O örgütler daimi yardım alacak ki dışarıdan diğer ülkeler onlara karşı mücadele ederken yüksek gelirler harcasın, yüksek vergiler toplasın, erişemediği yerlerdeki gelir kapılarını o dış devletlere peşkeş çeksin. Ne oldu? Bu da emperyalizm değil mi? Artık toprak alınmasa dahi emperyalizm devam ediyor, koloniler bitti desek dahi geri kalmış ülkelerin başına sarılan musibetler sonucu devlet kollarının özelleştirilmeye zorlanması, o ülkedeki insanların hayati ihtiyaç duyduğu maddelerin parasının ucuz veya pahalı olmasına karar vermesi, o paraların başka yere akıp insanların vergiyi alım gücünden fazla kullanması bu da emperyalizmdir. Göz açmak gerek. Ortadoğu'da neden işler karışık dediğimiz zaman "kıyamet geliyor ya, batı bizi kıskanıyor ya" demek yerine, Batı bizi sömürmeye hala devam ediyor, Cenevre insan Hakları Sözleşmelerinden ötürü topraklar ele geçirilemiyor çünkü; artık özgürlükler global çapta denilmiyor. "Ya'v'udi aileler dünya yönetiyor gardeşim, illuminati var' demek yerine bu insanların para baronları ve emperyalist olduğunu kabul etmek daha mantıklıdır. Her görüşün ve siyasi kanadın emperyalist gücü vardır. Ve her grup diğerini yaftalar çünkü; ayrım üst kısımların yolunu daha kolay açıyor. Çoğunluk tarafından kabul edilen bilgiler doğru değildir her zaman. Mandela etkisi denilen bu olaya alışın, sizin doğrularınız kendinize olsun. Yıllarca insan sömüren kitleler, kölelik yaptırıp zevke insan öldüren kitleler şu an insan hakları savunucusu gibi gösteriliyor. Değiller. Emperyalizm kaynak neredeyse, ezilmişlik neredeyse orayı ele geçirir. En basiti diplerinde olmasına rağmen savaşı kaybeden Almanya'ya el sürülmeyip Anadolu'nun karış karış paylaşılması, Ortadoğu'da daha gücü yeni yeni çözülen ve o dönem için bile çok değerli olan petrole en yakın olan topraklara el konulması bundandır. Fakat sorunca "Hasta adam vardı yaaa, o yüzden yıkmak adına saldırdık" derler. Neden? Sananeydi? Hümanist misin? Diyelim evet. Milyonlar öldü, nerede hümanizm? Velhasıl sadece kendi düşüncelerinize değer verin, düşüncelerinizin üzerine gidin, kulaktan dolma bilgilere kapı açmayın, o fikrinizi okuyun, araştırın, her anlatılanı önemsemeyin. Emperyalizmin gücünü tvlerde, kitaplarda, dergilerde, müzikte görebilirsiniz. Mazlum denilen insanlara kıyımlar yapanların yarattığı sebepleri göstererek haklıymışcasına çektiği tonla film var biliyoruz. Ve insanlar bunlara bakarak "Ulen aslında adamlar hagglı yaa" diyor. Değil babacığım, güç o adamlarda fakat sana tersini gösteriyorlar ve aklını kurcalıyorlar. Çünkü; sen onları kurtarıcı olarak görmelisin. Yoksa nasıl seni sen farketmeden köle yapacak. "Yav ben köle değilim" kölesin, evinde oturup elinde telefon bunu okurken rahat olduğunu düşünüyorsun ama bağımlısın. Aldığın şeylerin alayı yüksek vergiler, elindeki telefon bile dışarının 5 katı 5 ve sen bağımlı edilerek bunu kullanmaya zorlanıyorsun. Bunun farkında değilsin ama işte bu da bir emperyalizm...