olasılıksız ismiyle kendinden bolca söz ettiren yazar adam fawer'in sürükleyici ve en az olsalıksız kadar etkileyici kitabı. insan kendinden bile şüphe edecek bu adamın kitapların okudukça.
--spoilerımsı--
özellikle kitabın sonlarına doğru valentinus'un ortaya attığı; yaratıcı tanrı ve onu yaratan gerçek tanrı tezi daha önce hiç karşılaşmadığım bir bakış açışı idi.
--spoilerımsı--
Adam Fawer'in Olasılıksız'dan sonraki kitabın adı.sürükleyiciliğinin ve etkileyiciliğinin Olasılıksız kadar olduğu söylenemez.Buna rağmen okunası bir kitap.
okumaya başladığımda bana çok sıkıcı gelen ve ilk defa yarıda bıraktığım kitap. daha sonra uzuuun bir tren yolculuğu nedeniyle tekrar elime aldığım ve sonlara doğru gittikçe heyecanlandığını görüp sonunu getirmeye çalıştığım kitaptır.
Adam fawer ın bence gerçeküstü öğelerle süslediği ve zorlayarak 350 sayfa zor okuyup pes ettiğim kitabı.
Bana göre biraz fazla abartılar var içinde ve bu da insanda, ister istemez kopmalara neden oluyor. Açıkçası beğenmedim.
bir çırpıda okudugum kitap o nedir nasıl bişedir Nietzsche Ağladığında adlı kitaptan sonra en sarıp sarmalayan kitap
ilk sayfada şöyle bir söz var ki yorum bile yapamayacağım üstüne buyurunuz:
insanlar söylediklerinizi ya da yaptıklarınız unuturlar ama onlara ne hissettirdiğinizi asla unutmazlar.
olasiliksiz'in beklentisi ile okunmaya baslayan ilk baslarda baya guzel gelen ama sonradan hic anlam vermeyen kitap. kitabin kapaginda olasiliksiz'in yazarindan diye bir tanitim olmasa kitap beklenen kadar okunmaz; beklenen kadar yanki uyandirmadigi gibi...
en az olasılıksızlık kadar güzel olan kitap. karakterler ve içindeki gerçeklik payı olan öğeler kitabı bıraktırmaz. çok sıkıcı falan diyenler açsın aslan kral'ı falan okusun.
olasılıks kitabından sonra okunması biraz kafa karıştırıcıdır. iki kitabının yazım dili aynı (aynı adam yazmış lan manyak). bu nedenle olasılıksız hemen bitip bu kitabı elinize aldığınızda bir bocalama sözkonusu oluyor. sanki olasılıksız devam eder gibi ama etmez gibi de. kitaptaki kişileri ve olayları karıştırıyorsunuz. kitabında başlarındaki bir isim kitabın ortalarında tekrar çıkması gibi olaylarda kişiyi hatırlayamıyorsunuz bazen olasılıksız'da mı geçiyordu bu kişi falan diyorsunuz.
olayların gelişmesi empatide biraz daha yavaş oluyor. bu da kitabı 600 sayfa yapmış. genelde bitirilemediğini duydym bunun nedeni de kitabın 400. sayfalarından sonra olayların başlaması.
ben de sinestik olmak istiyorum diye mızıldatan kitaptır.
olasılıksız kitabına göre zaman, mekan kavramlarında daha çok karışıklık barındır.
dikkatli bir okumayla insanın kafasını karıştırmıyor.
başlarda epey kafa karıştırdığı doğrudur fakat okunup bitirildikten sonra, adam yapmış abi tarzında cümleler kurabileceğiniz bir kitaptır. şiddetle tavsiye edilir.
150 sayfasını yaklaşık 1 haftada okuduğum fakat 250. sayfadan sonrasını 1 günde okuduğum kafa karıştırıcı olarak gözüken ama sürekliliği ile size alıp götüren kitap.
olasılıksız romanından sonra adam fawer'e ''ya üstad kurgu, anlatım, heyecan, bilim, felsefe vs. üstüne daha anlatacağın ne kaldı?'' sorusuna cevap olarak sunduğu kitabıdır.
caine'in kitabın sonuna doğru yan rolde ufak bir katkısıda olmuştur.
