alışılagelmiş ayrımın emniyet'te vuku bulmuş halidir. halk, farklı kurum ve kuruluşlarlarda da bu çifte standartla sürekli karşılaştığı için olduğunca aşinadır. sorun teşkil etmez, dikkata alınmaz görülmez vesaire.
mevzuya inelim;
halka mal olmuş ,türkiye ile özdeşleşmiş, türkiye'yi yurtdışında temsil etme şerefine nail olmuş sözüm ona bir halk sanatçısının uyuşturucu kullanmak ya da bulundurmak suçundan tutuklanması haber bültenlerinin son dakika yayınlarında yerini alıyor. fakat detaylara takılınca, adalet sisteminin ne kadar sikko bir çizgide ilerlediğine tanık olunuyor. mevzu bahis sanatçı, emniyete kelepçesiz; elini kolunu sallayarak alınıyor, özel odalarda tutuluyor bi yandan pizza, cola, çay kahve ikramları, polis odalarında bilgisayar oyunları oynamalar falan. yaptırımlara gel. ne ulan bu? sanki bu adam illegal bir suç işlememiş, sanki yasayı çiğnememiş. tabi ya emniyete ziyarete gitmişti bu.
ya bu başka bir bağımlı olsaydı? zevkten kafayı bulmak sahnelere çıkıp götünü başını sallamak yerine, derdine kederine elemine içen bir bağımlı olsaydı ? ne mi olurdu yediği joplardan allahını şaşırırdı, hunharca dayak atılp kodese tıkılırdı, zaten ambale olmuş beyni bedeniyle yer değiştirirdi. *neymiş sanatçıymış megastarmış falanmış fistanmış. kokaini çekip götünü başını sallamakla sanat icra ediliyorsa koyim öyle sanatçılığa.